Geçmişle Geleceği Buluşturmak
28 Ağustos 2019 - Zeynep Oral -
"Galataport: Türkiye’nin dünyaya denizden açılan kapısı" Çok görkemli bir tanıtım toplantısıyla ve bu sloganla tanıtıldı İstanbul Galataport birkaç gün önce . Tarih ve coğrafya görkemi. Görüntü görkemi. Ne yapsak ne etsek bir türlü yok edemediğimiz İstanbul görkemi... Türkiye'yi bilmem ama, o noktada durup önünüzde uzanan manzaraya baktığınızda içinize çektiğiniz solukla birlikte dünyayı kucaklamış gibi oluyor ve iyi ki yaşıyorum diyorsunuz.
DÜNDEN BUGÜNE
Uzun yıllar , nice kavgalara, nice yasa değişikliklerine, koruma kurullarının Danıştay kararlarının çelişkilerine neden olan; inşası defalarca durdurulan yeniden başlatılan Galataport'un uzun yıllar süren bir serüveni var. 1994'te Çiller Hükümeti'nin burayı turizm bölgesi ilan etmesinden sonra kent yaşamının , hayatımızın bitmeyen çilelerinden biri olmuştu.
Dünün ayrıntılarına girmeyeceğim. Şunu söylemekle yetineceğim: En büyük korku, endişe, itiraz kent belleğinin bir kez daha yerle bir edileceğiydi...
2013'de Doğuş Grubu'nun Salıpazarı ihalesini alması; 2014'de Bilgili Holding ortaklığı birbirini izledi. O tarihten sonra olay hız ve ivme kazandı. Öyle ki Türkiye'den önce yurt dışında tanınır ve dört gözle beklenir oldu. Hatta yurt dışı fuarlarda "kruvazyer limanı" olarak örnek gösterildi.
KENTİN BELLEĞİ
Peki o korku , endişe, o itiraz yok oldu mu? Bu soruyu yanıtlamak için 2020 yılının Nisan- Mayıs ayını beklememiz ve yaşamamız gerekir. (İlk dev kruvazyer 5 Nisan'da geliyor. 2'020'de 25 dev gemi; 2021 de 145 gemi şimdiden programlanmış)
Tanıtım toplantısında tüm yetkililer kent belleğinin kesinlikle yok olmayacağını; her metrekare inşaatın koruma kurullarının onayını aldığını vurguladı.
Yalnız kent belleğinde değil benim kişisel tarihimde de eşsiz yeri olan 1940'lardan kalma Karaköty Yolcu Salonu (17 yaşındayken yitirdiğim babamın, aile fotoğraflarına girebildiği son mekan) ve 1900'lerin başında gümrük binası olarak inşa edilen PTT Paket Postanesi binaları yıkılmış ama aynisin tıpkısı, altyapısı güçlendirilerek yeniden yapılmıştı.
Tanıtım sırasında Ferit Şahenk'in " İstanbul'un geçmişiyle geleceği, hiç bu kadar yaklaşmamıştı" ve "200 Yıldır İstanbul halkına kapalı olan 1.2 kilometrelik sahil şeridi ilk kez İstanbullulara açılıyor" sözü ...
"Serdar Bilgili'nin ise bu dev pproje için " Bu bir sosyalleşme ve kültür projesidir ... İstanbul halkının mutluluk seviyesini yükseltecek bir projedir" tanımlaması vurucu ve iddialı sözlerdi. Dilerim gerçekleşir.
ANA LİMAN VE KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK
400 bin metrekarelik inşaat alanını kapsayan projenin ekonomik ayrıntılarını 2 gün önceki Cumhuriyet'te bulabilirsiniz. Benim için önemli olan kültürel ayrıntılar.
Karaköy Meydanından Güzel Sanatlar Akademisi Mimar Sinan'a dek uzanan bu bölge unutmayalım ki bir ana liman. Buraya yanaşan dev kruvazyelerden inen binlerce ziyaretcinin tüm giriş çıkışları yer altına alınmış. Gümrük, pasaport, park , transfer aklınıza gelirse hepsi yer altında: Gemiler geldiğinde kapaklar açılıp teknik çalışıyor. Dünyada ilk kez uygulanan kapak sistemiyle terminal yeraltında hizmete giriyor. Neyse ki küçük yolcu motorlarının da durakları var...
Yer üstünde ise 2 iddialı müze. İstanbul Modern ve İstanbul Resim Heykel Müzesi. Dünya çapındaki Peninsula Otel ( sadece işletmeci değil ayni zamanda önemli yatırımcı). Yeme-içme mekanları (projenin %35'i). Alışveriş mekanları vb. olacaktır.
Tanıtımdaki en büyük eksiklik (ve bence büyük ayıp) tek mimar adı geçmemesiydi. Ben söyleyeyim:
Davetli yarışma sonucu projeyi ana planlamayı dünya çapındaki Dror ve Gensler Grubu üstleniyor. İstanbul Modern'in Mimarı Renzo Piano. Resim Heykel Müzesi'nin mimarı Emre Arolat . PTT ve Salıpazarı cephe tasarımı: TO Studio (Tenju Özelgin ve Arif Özden) . Norm Mimarlık , Nokta Planlama; Zeynep Fadıllıoğlu ; BEA; Autoban gibi gibi 180 firmanın işbirliği var...
Bu anlattıklarımı ve çok daha fazlasını dev bir makette incelerken ve hayran olurken Sedat Hakkı Eldem 'i düşünmedim değil. Maketin Dikey hatları, Sedat Hakkının tekrara dayanan imgelerini düşündürüyordu...
Umarım, mimarideki zenginlik, kültürel zenginliğe de yol açar. Galataport İstanbulluların mutluluğuna mutluluk katar...
29 Ağustos 2019
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler