Gazeteciler işi bırakınca
15 Temmuz 2010 - Zeynep Oral -
Çok öfkeliydi… Karşılaştığımız an açtı ağzını yumdu gözünü.
“Adam kendini kral sanıyor! Kral gibi davranıyor, kral gibi buyruklar yağdırıyor; kral gibi önüne geleni haşlıyor! Ama inan krallarda en azından biraz terbiye, görgü olurdu, bunda o da yok!”
Bu devirde kral mı olurmuş dememe kalmadan yine başladı anlatmaya:
“Milleti tabası yerine, sürü yerine koyuyor. En ufak bir eleştiriye tahammülü yok! Kendine karşı çıkanları ya susturuyor ya da sahip olduğu gazetelere, yandaş yazarlara yem diye sunuyor! Eleştiri dozunu arttıranlara savaş ilan ediyor, işlerinden ediyor! “
Olur mu öyle şey, hak var, hukuk var diyecek oluyorum…
“Hukuku askıya alma yöntemleri var! Hukuku yok sayıp içeri tıktırdıklarını tanıyorum, biliyorum!"
Hızını alamayıp ekledi: “Kendini ve çoluk çocuğunu paraya boğmakla kalmadı, bütün yakınların zengin etmekle yetinmedi, şimdi de yandaşlarını kalkındırıyor!”
Arkadaşım, durdu durdu sonunda şöyle dedi: “Günün birinde böylesi faşist bir yönetime teslim olacağımızı söyleseler, imkan yok inanmazdım! Utanıyorum bu yönetimden! “
Ve sustu…
İtalya’da Piemonte bölgesinde Torino kentindeydik…
(Ne o, yoksa siz bu konuşma Türkiye’de mi geçti sandınız? Deli miyim ben? Türkiye’de olsa hiç yazar mıyım!)
Arkadaşım İtalyandı. İtalya’nın 68 kuşağındandı; bir zamanlar idealleri vardı… Belki hala vardı ama ayakta tek başına durmakta zorlanıyordu. … Torino’ya ayak bastığımdan beri yakınıp duruyordu.
Tam da İtalya’da gazetecilerin, greve girdiği gündü yani 9 Temmuz!
Berlusconi’nin basına getirmek istediği ve halk arasında kısaca “susturma yasası” diye bilinen düzenleme, Temsilciler Meclisi ve Senatodan ilk onayı almıştı. Eğer tasarı yasalaşırsa düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlanacaktı. Buna karşı protestolar ne zamandır sürüyordu, ama, işte o gün tüm gazete, dergi, ve televizyon gazetecileri işi bırakıyorlardı. Bir gün boyunca işi bırakacaklardı!
Bütün gazetecilerin dayanışma içinde olmasını fena halde kıskanıyoprdum ki… Arkadaşım açıkladı:
“Hepsi değil,i Berlusconi’nin sahip olduğu gazete ve televizyonlar katılmıyor greve” deyiverdi…
“Bu yasayı kendini korumak için çıkarıyor” dedikten sonra sansürün ve tepkilerin ayrıntılarına girmeye başladı… Anladınız elbet, arkadaşım muhalif gazetede çalışıyor ve bugün çalışmıyor, o nedenle bütün gün bana Torino’yu dolaştırıyor.
Bir zamanlar Savoya Krallığının başkenti… 1500’lerden beri bozulmamış mimarisi… Barok zenginliği ve şaşası… “Art Nouveau” cilveleri… Muhteşem meydanlar, geniş caddeler , mermer kaplı “portiko”lar, revaklar , galeriler… Fiat ve Mitsubishi kenti… 2006 Kış Olimpiyatları nedeniyle müthiş onarılan, geçmişine sadık ve en özgün biçimde yenilenen, İtalya’nın belki de en zengin kenti…
Durun hele ben buraya grevdeki arkadaşımın derdini dinlemek için değil, çok esaslı bir tiyatro festivalini izlemek, tiyatro tartışmalarına katılmak üzere geldim…
Ama yerim bitti. Festival yarına kaldı. !
Cumhuriyet- 15 Temmuz 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler