Futbol
24 Temmuz 2011 - Zeynep Oral -
Futbol bilgim sıfır! Futbol ilgim, on üzerinden iki iken, Sevgili Abdülkadir Yücelman nedeniyle bir iki basamak artmıştı...
Çocukluğumda babam Galatasaraylı diye ben de Galatasaraylıydım. Büyümeye başlayınca, ona inat Fenerli oldum. İzmir'e yerleşince, Fener'den vazgeçip Altaylı oldum. Babamı çok genç yaşta kaybettim; derhal yeniden Galatasaraylı olmak kaçınılmazdı! Evlendim, eşim Fenerliydi, ama babama ihanet etmedim. İstanbul'a yerleşince, renkleri ve tavrı nedeniyle Beşiktaşlı oldum... Sonra oğullarıma yaranmak ya da onları kızdırmak için bol bol takım değiştirdim... Daha sonra torunlarım, hangisini istedilerse o takımı tuttum! Onları üzecek halim yoktu elbet! Sonunda ailede kimse benimle futbolu bir arada anmaz oldu. Böylelikle takım tutma derdinden ve kolaylığından kurtuldum!.
Şu kısa futbol tarihçeme karşın, benim kanımı futbola karşı ısıtan, çok sevdiğim bir yazarın, Uruguaylı Eduardo Galeano'nun "Gölgede ve Güneşte Futbol" adlı kitabı oldu. (Can Yayınları)
Şimdilerde, "şike" aşağı, "şike" yukarı... "Şike" ve "futbol"un kutsal kardeşliği sanki yeni keşfedilmiş gibi yapılırken ben o kitaba sarıldım. Yıllar sonra o kitabı yeniden okurken yazarına yeniden âşık oldum.
Öpücükten hakarete...
"Günlerden bir gün rüzgâr tanrıçası, adamın hor görülen ve hep fena davranılan ayaklarına birer öpücük konduruverir. Futbol yıldızı işte bu öpücükle doğar..."
Böyle bir tanımlamayla karşılaşınca hiç o kitabı elden bırakabilir misiniz???
Ya da kasırga gibi esen bir oyuncuyu anlatırken "Bütün bir futbol sahası onun ayakkabılarının içine sığardı" dediğinde, bir zamanların gol kralı Metin Oktay'ı düşünmez misiniz...
Futbolun eski Çin uygarlıklarıyla başladığını; Çinlilerin toplarının deriden olup içini ketenle doldurduklarını o kitaptan öğrendim. İnanmazsanız 15. yüzyıla ait Ming hanedanı gravürlerine bakın. Top aynı Adidas toplarına benziyor...
Milattan 1500 yıl önce top Meksika'da ve Orta Amerika'da kutsal bir ayinin Tanrısı ya da güneşi gibiymiş. Bunu da Meksika'daki taş kabartmalarda gördümdü...
Shakespeare 1500'lerde "Yanlışlıklar Komedisi"nde bir karaktere "Siz beni dönek mi sandınız" yerine; "Siz beni futbol topu mu sandınız?" dedirtiyordu... "Kral Lear"de ise Kent Kontu'na hakaret amaçlı "Sen! Aşağılık futbol oyuncusu!" diye haykırtıyordu... Leonardo da Vinci fanatik bir futbol taraftarıydı... Machiavelli bizzat futbol oyuncusuydu... Bir zamanlar Cezayir'de kalecilik yapmış olan Albert Camus ise "Bütün iyi yönlerimi futbola borçluyum" diyordu. Elbet profesyonel futbolu kastetmiyordu... İşte bütün bunları bana yeniden anımsatan Galeano'nun kitabı oldu.
Hüzünlü bir öykü
"Şike" suçlamasının; "devleti devirecek çete kurmakla, örgüt kurmakla" bir tutulduğu ülkemizde, doğrusu ben bütün o suçlamalardan ya da yargısız infazlardan pek bir şey anlamıyorum.
Ama Eduardo Galeano'nun "Futbol" kitabından, sadece Türkiye'deki değil, dünyadaki durumu çooook iyi anlayabiliyorum:
Oyuncusu az, izleyeni çok futbolun kâr amaçlı bir profesyonel gösteriye dönüştüğünü görebiliyorum. Galeano'nun dediği gibi: "Profesyonel sporun teknokratları, futbolu, sürate ve güce dayalı, mutluluğa boş vermiş, fantezinin gelişmediği, cüretin yasaklandığı bir spor dalı haline getirmiş..."
"Rekabete dayanan serbest piyasada geçerli olan kurallar günümüzde başarıya ulaşmak için, haklı ya da haksız her yolun denenmesine izin vermektedir. Profesyonel futbolda vicdana, ahlaki değerlere yer yoktur, çünkü profesyonel futbol her ne pahasına olursa olsun başarıya ulaşmayı hedef alan ve vicdanla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sistem üzerine oturtulmuştur."
Özetle, amaca ulaşmak için her yol mubahtır...
Haberleri ve Galeano'nun "Futbol" kitabını bugün yeniden okurken aklımda hep şu sorular vardı:
Gizli kaldığı sürece her suç işlenebilir mi?
Futbol sadece bir ticaret; bir iş miydi?
Bunca yıldır ne ektiysek onu biçerken, eniştemiz şimdi bizi niye öptü?
Top döndükçe, dünya da döner mi???
İyi pazarlar!
Cumhuriyet- 24 Temmuz 2011
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler