Menü

Eylülde Bodrum...


24 Eylül 2010 - Zeynep Oral -

Herkesin en çok kendisiyle hesaplaştığı yer ve zaman:

Eylülde Bodrum...

Yaz bitmiştir. Okullar çoktan açılmıştır. Çocuklu aileler dönmüştür. Yazlıkçı siteler boşalmıştır. “İkoncanlar” ve “Paparazzi”ler, yorgun düşmüştür. Magazinciler yeni mekanlar bulmuştur. İştahını bir türlü dindiremeyen eğlence çılgınları yeni hedefler belirlemiştir. Bronzlaşmak değer yitirmiştir... Ve böyle daha neler neler olmuştur!

Özetle, Bodrum Yarımadasına Eylül gelmiştir... İşte koca yarımadanın en güzel ayı. Arsızlığın, hoyratlığın , tüketim yarışının, bilgisizliğin, gürültü ve görüntü kirliliğinin gerilediği, yerini dinginliğe, huzura bıraktığı ay...

Doğanın cömertliğine daha çok tanık olduğumuz , insanların birbirine ayıracak daha çok vakti ve ilgisi olduğu bir dönem...

Benim bir kuramım var. Bakmayın siz magazin medyasının şişirmesine... Bütün o abuk sabukluğa mahkum değilsiniz. Her fırsatta tekrarladığım gibi, “Herkes kendi Bodrum’unu kendi seçer, kendi seçebilir”...

Eylül ayı bir başkadır Bodrum Yarımadasında... Kendi seçiminizi en rahat uygulayabileceğiniz zaman eylül ayıdır. Bu bir bakıma insanın en çok kendisiyle hesaplaşabileceği, kendini sorgulayabileceği zamandır da...

Bodrumlu Kitaplar

Bodrumlu Kitaplar deyince hangi birini ansam ki...

Tarihin “Babası” Bodrum’lu Heredot’tan, “Heredot Tarihi” elbet ilk aklıma gelen. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in, Azra Erhad’ın kitaplarından öğrendik biz Bodrum’u. Bedri Rami’den ve Sabahaddin Eyüboğlu’ndan , mavi yolculukların tadını, Tarık Dursun K’dan süngercilerin yaşamını...

Selim İleri’nin “Her Gece Bodrum” romanı, klasikleşmiş bir “kült roman” oldu, çılgın kalabalıklardaki yalnızlığı anlatmakta... Ara Güler – Fatma Mansur’un “Dün –Bugün Bodrum” kitabı son 40 yılın değişimini, Selçuk Erez’in “İstanköyaltı Bodrum”undan yitip giden insanları okuduk., Baskın Oran’ın “Bodrumlu Enişte”si ve “Dalavere Memed’in Bodrum Tarihi” mizahi bir yaklaşım; Zeynep Avcı’nın “Suskun Güneş”indeki öyküler Bodrum’dan eşsiz ve farklı duyarlıkları getirdi bize...

Geçen yılın en popüler kitaplarından biri, anne ve kızı, Fikriye Duru ve Aycan Türk’ün hem yemek tarifleri hem de öyküler anlattıkları “Bodrum’da Yemekler Tez Pişer” kitabıydı... Mutlak daha nice unuttuklarım, sayamadıklarım vardır...

Ne diyordu Balıkçı anımsayın: “İçten gelen bir türküyü kapıp koverin, uzaklaştıkça türkü gökte masmavi olur…”

“Nasıl Anlatsam , Nerden Başlasam”

Bu eylül ayında üç başka Bodrum kitabıyla haşır neşirdim.

İlki, kaynak kitap olma niteliğindeki “Karia-Ege’de Bir Anadolu Uygarlığı”...(Ekin Yayınları) Yazarı arkeolog Canan Küçükeren, Karia Uygarlığını, tarihi, coğrafyası, kültürü, kentleri ama ayni zamanda denizci kimlikleri , giyimleri kuşamları, yaşam biçimleri, bayramları, şenlikleri, dinleri ve kültleriyle , kalıntıları ve efsaneleriyle, bugüne yansımalarıyla bize anlatıyor. Sayısız kaynaktan damıttıklarıyla anlatıyor, akıcı bir dille anlatıyor. Bilimsel yanıyla okuma tadını bir arada harmanlayarak anlatıyor.

Elbet Bodrum yarımadası, Karia’nın, çok küçük bir bölümü... Ama günümüz genç kuşakları madem Bodrum’la bunca ilgili, en azından öğrenerek , yakından tanımayı deneyebilir. Bu kitap öğrenme, bilinçlenme sürecinin ilk adımı olabilir...

Canan Küçükeren şimdilerde Karia’lıların Mısır’daki izlerini sürüyor. Oradan topladığı belgelerle Karyalıların etkinlik alanının ne denli yayıldığını gösterecek bir sonraki çalışmasını bekliyorum...

Nedim Göknil’in “Nasıl Anlatsam, Nereden Başlasam... Bodrum Bodrum” kitabı(Everest Yayınları), adını Mazhar Fuat Özkan’ın popüler şarkısından alan bir ilk kitap. O da 60’lardan bu yana Bodrum’un nasıl değiştiğini, kendi çevresi aracılığıyla anlatıyor. Öfkeyle anlatıyor: “Niye bu cenneti haritaya koyduk? Niye burayı bir İstinye Park’a; doğduğum büyüdüğüm ve bugün artık tanıyamadığım İstanbul’un bebek semtine benzettik? Nasıl becerdik buraya ranttan başka bir şey düşünmeyen magandaları mıknatıs gibi çekmeyi?” diye soruyor.

Nedim Göknil benim arkadaşım, ikinci kitabını sabırsızlıkla bekliyorum...

Bodruma yerleşmiş yazar ve fotoğraf sanatçısı Oral Gönenç’in “Bodrum Otobüsü Kızları” (Astrea) ise hem sonsuz gözleme dayanan hem de mizahi yaklaşımı olan, ama en önemlisi yöre insanına müthiş sevgiyle ele alan öykülerden oluşuyor.

Bunca Bodrum kitabı boşuna değil: Elbet bir hikmeti var! Bodrum Büyüsü olsa gerek! Herkes kendi Bodrumunu seçtiği gibi, Bodrum üzerine yazılanlarda da herkesin farklı bakış açısı, farklı değerlendirmesi ve anlatım biçemi var. Gözlerinizi nereye çevirdiğinize bağlı… Bu da benim “herkes kendi Bodrum’unu seçer” savımı bir kez daha kanıtlıyor.

Cumhuriyet - 24 Eylül 2010

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.