Menü

Eleni Karaindrou : Bilgisi derinleştikçe özgürleşen bir besteci:


01 Aralık 2006 - Zeynep Oral -

Eğer şu son yıllarda  İstiklal Caddesinde ileri geri yürümüşlüğünüz varsa, kitapçılardan ve plakçılardan  kaldırıma taşan o müziği mutlak duymuşsunuzdur, mutlak dikkatinizi çekmiştir, sizi o caddeden alıp çok uzaklara, başka dünyalara, başka rüyalara  sürüklemiştir… 

Eğer  Teo Angelopoulos’un  o destansı filmlerini izlemiş, o filmlerle zenginleşmiş biriyseniz, zaten onun müziğini  tanıyorsunuz  demektir.

Eğer yeryüzündeki farklı seslere, farklı renklere  gönül vermiş , gelenekle gelecek arasındaki etkileşimin, gidip gelmelerin müziğe yansımalarına ilgi duyan  biriyseniz  onu biliyorsunuzdur.

O dediğim Eleni Karaindrou. Yıllardır bu Yunanlı bestecinin müziğini dinlemiş olun ya da olmayın, bilin ki ilk kez Türkiye’de konser veriyor. Bu akşam Ankara’da (Milli Eğitim Şura Salonu'nda), 3 Aralık  akşamı İstanbul’da (Cemal Reşit Tey Salonu’nda) … Bilin ki, onun konser vermesi pek öyle olağan, sıradan bir olay değil.  Çünkü 1975’ten bu yana 19 film, 42 tiyatro oyunu ve 15 televizyon ve radyo programı için besteler yapan; 1983’ten bu yana Angelopoulos’un tüm filmlerinin müziklerini besteleyen; plakları Japonya’dan Latin Amerika’ya dünyanın bir çok yerinde kapışılan  bu sanatçı,  yılda bir ya da iki konser ya veriyor ya da vermiyor.  Konser tekliflerini geri çevirmekte üstüne yok…

Dünden bugüne

Türkiye konserlerine geçmeden önce   gerilere gidiyorum.

1942 doğumlu.  Çocukluğunun  dağ köyündeki  “rüzgarın sesini, damdaki yağmur tanelerini, dağlardan yankılanan akarsuların sesini, çobanların çaldığı kavalı ve karın sessizliğini” hiç unutmadı. 7 Yaşında Atina’ya geldiğinde, elektriği, radyoyu, otomobilleri  ama en önemlisi sinemayı keşfetti. Bir de piyanoyu…  8’inde iki tutkusu vardı: Doğaçlama piyano çalmak ve pencereden sinema seyretmek. (Evleri yazlık sinemanın yanındaydı.)  Bir keşif daha: Pazar günleri kilisede Bizans şarkıları  ve kilise korosu… 

11 Yaşında Atina Konservatuarına girdi. Piyano ve felsefe eğitimi aldı. Ama “doğuştan besteci” yeteneği vardı. “Meledoliler kendiliğinden geliyordu- içgüdüsel bir olaydı.”… Konservatuarı bitirdiği yıl (1967) Albaylar cuntasının darbesi… Oğlu’nu alıp Paris’e kaçtı. Fransız hükümetinden aldığı bursla etnomüzikoloji, orkestrasyon ve orkestra şefliği eğitimi aldı. 
Çocukluğunun müzik dünyasına ilişkin bilinçlenmesi,  kendi müziğinin kökenlerini araştırması bu dönemde oldu… Maria Faranduri’nin sesi ona ilham verecekti. Onun için bestelediği şarkılar, ülkesi politik çalkantılarla altüst olurken, Yunanistan’da dalga dalga yayılıyordu… Paris’de aynı zamanda cazı ve başka ülkelerin halk müziğini de keşfetti… 1975’de ülkesine döndü  ve Feleneksel Çalgılar Labarotuarını kurdu. Rembetiko arşivi, Hacidakis’in yönettiği Radyo 3’de etnik müzik programları , derken tiyatro ve film müzikleri birbirini izledi…


Onun müziğini dinlediyseniz, geleneksel çalgıları hiç de geleneksel olmayan biçimde kullandığını bilirsiniz.  Geleneksel müziği taklit etmez. Hayır, geleneksel olanla yeninin sentezi falan da değildir onunki… İkisi birbirine karışmaz…  Ne de folkloru günümüze taşımaktır söz konusu olan…

Onun müziği, birikimlerin üzerine inşa edilmiş  ruhun sesidir. Eleni Karaindrou’nun kendine özgü sesidir.  Onun müziği  - nasıl anlatmalı-  duygularla başlar, duygularla sürer, duygularla biter. Daha doğrusu bitmez, çağrışımlara, açılımlara gebe kulağınızda ve gönlünüzde sürer gider. Ve bu sürüp gitme, bu süreklilik tıpkı yaşam gibi sürekli değişim içindedir.
Onun müziği…  Tamam buldum: Hani Angelopulos’un “Sonsuzluk ve Bir Gün” filminde şöyle bir diyalog vardır:

Soru: “Hayat ne kadar sürer?”
Yanıt: “Sonsuzluk ve bir gün kadar”…

İşte Eleni Karaindrou’nun müziği de  aynen böyle: “Sonsuzluk ve o müzik parçasının süresi kadar…”
Zaten  film müzikleri üzerine çalışırken senaryoyu okumuyor.  Senaryoyu değil, kamerayı izliyor Eleni Karaindrou. Kelimelerin söylemediğini, müziğiyle söylüyor…

Kısa bir süre önce Eleni Karaindrou  konser mekanlarını görmek, eserlerini yorumlayacak olan Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın şefi Erol Erdinç’le tanışmak için İstanbul’daydı. Daha önce İstanbul’a gelmişliği çok vardı ama onunla ilk kez karşılaşıyordum. 

Sanki karşımdaki , dünya çapında bunca ün yapmış, sayısız ödül kazanmış bir sanatçı değildi… Sanki kırk yıllık bir dost gibiydi. Kendini hiç ama hiç önemsemeden, sonsuz alçak gönüllü, oğlundan, torunlarından söz ederken gözleri parlayan, yeryüzündeki haksızlıklardan kötülüklerden söz ederken  acı çeken,  acıları da sevinçleri de paylaşmayı bilen,   çevresini ilgiyle sevgiyle  kucaklayan bir insandı karşımdaki.

Bugüne dek tüm konser tekliflerine hayır derken (çünkü daha önemli şeyler vardı hayatta: torunlar, çocuklar, dostlar, sevdikleri için film müziği yapmak gibi ) şimdi neden kabul etmişti?

“Çünkü Vecdi Sayar ‘dan geldi teklif. O arkadaşım, ona güveniyorum” diye en doğal biçimde yanıtladı, hayatta hiç menajer kullanmamış, menajeri olmayan bu sanatçı! ( “Ben kendim kendimi temsil edebilirim.Ne diye başkası etsin ki…”  )

Ankara ve İstanbul konserlerinde sanatçıya,  şef  Erol Erdinç yönetiminde  Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası ile Yunanistan’dan gelecek müzisyenler Vangelis  Christopoulos (obua) , Konstantinos Raptis (akordion) , Socratis Sinopoulos (lira), Aristotle Dimitriadis (mandolin) ve Natalia Michailidou (piyano) eşlik edecek.   
                 
Angelopoulos’un “Ağlayan Çayır”, “Leyleğin Geciken Adımı”, “Ulis’in Bakışı”, “Sonsuzluk ve Bir Gün”, “Arıcı”, “Kitera’ya Yolculuk” ve “Puslu Manzaralar” filmleri ve Margarethe von Trotta’nın “Afrikalı”, Tonia Marketaki’nin “Aşkın Bedeli”, Christophoros Christophis’in “Rosa” ve Lefteris Xanthopoulos “Eve Hoş Geldin Yoldaş!”  filmleri  ve Euripides’in “Troyalı Kadınlar” oyunu için  yaptığı besteler arasındaki bu yolculuğu kaçırmayın!

Cumhuriyet - 1 Aralık 2006

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.