Ege'den Doğu'ya Tüm Cocuklar...
24 Nisan 2009 - Zeynep Oral -
İzmir ‘deki Kitap Fuarını Doğu’ya; Diyarbakır’daki çocuklarıEge’ye taşıyabilsem...
14.TÜYAP İzmir Kitap Fuarı dolu dizgin sürüyor... Oradaydım. Fuar’ın orta yerindeki Cumhuriyet Kitap Standı doldu doldu, taştı; kuyruklar bitmek bilmedi; kucaklaşmaların sonu gelmedi... Bence bunun başlıca nedeni yazarlar ya da kitaplar değildi.
Bu yoğun ilginin başlıca nedeni, içinde yaşadığımız haksızlıklara karşı insanların içinde biriken öfkeydi, haksızlıklara karşı çıkma, isyan duygusuydu ve en çok da direnme tutkusuydu... Ege’nin 5000 yıllık aydınlığı yüzlerine yansımış insanlar... (Bu tanımlama benim değil. Deniz Kavukçuoğlu’nun.) İşte o insanlar Cumhuriyet standından ayrılmak istemediler gün boyunca! Bizlerle, ama aynı zamanda özgürlükleri ve söz hakları ellerinden alınmış Mustafa Balbay, Erol Manisalı’yla kucaklaşıyorlardı.
Cumhuriyet yazarları da çocuktu
İzmir Kitap Fuarında dikkatimi çekeni bir nokta genç okurların, çocuk okurların bolluğuydu... Çocuk kitapları deyince Günışığı Kitapları’nın (Çıtır çıtır felsefe dizisinden Behiç Ak’ın kitaplarına) gönlümde çok ayrı bir yeri var. Ancak Cumhuriyet Kitap’ın başlattığı büyük forma, resimli çocuk ve gençlik dizisinin bunca popüler olduğunu görmek sevindiriciydi.
Bir zamanlar Cumhuriyet yazarları da çocuktu... Buradan hareketle çocukluk anılarını tüm çocuklarla paylaşan iki kitap çıktı. İlki “Düşler Kuruyorum” Şükran Soner, Oktay Akbal, Deniz Som, Ataol Behramoğlu’nun; ikincisi “Uyumak İstemeyen Çocuk” Erol Manisalı, Işık Kansu, Serdar Kansu ve benim öykülerimizi içeriyor. Bu dizinin devamı gelecek.
Hazır İzmir’deyiz, Hasan Barışcan’ın yazıp Zafer Temoçin’in resimlediği , yine çocuk ve gençlere yönelik “Tanrıların Yurdu Ege” kitabı yörenin birikimleri ve zenginlikliklerle dolu. Tanrılardan önce Amazonlar, analar, Anatanrıçalar’ın kurduğu, İskender’in rüyalarında gördüğü ve yeniden kurdurttuğu İzmir’in her yaştan çocukları için harika bir armağan kitap! Hele şu 23 Nisan tatilinde!
Ya öteki Çocuklar
Tamam ben Kitap Fuarını bahane edip Ege kıyılarında dolaşa durayım, ya öteki çocuklar? “
“Doğu’da ve Güneydoğu’da güvenlik güçlerine taş attıkları gerekçesiyle yüzlerce çocuğun hayatı karartılmakta, geleceği yok edilmektedir. Taş atmak gibi oldukça masum sayılabilecek bir eylemden dolayı, bir çocuğun yaşadığı yıl kadar hapse mahkûm edilmesi nereden bakılırsa bakılsın yanlıştır.”
Dün 23 Nisandı. Milletvekillerine yollanan mektuplar bu cümlelerle başlıyordu. Ve şöyle devam ediyordu:
“Mahkûm edilmeseler bile, yedikleri dayak, gördükleri işkence, işittikleri tehdit, ailelerinden ve okullarından uzaklaştırılmaları, ağır suçlularla aynı mekânda yaşamaları, tahliye olsalar dahi tekrar hapsedilme korkusu, bu çocuklarda kolay kolay başa çıkamayacakları, yaşamlarını etkileyecek bir travma oluşturmaktadır. Çocuktan suçlu işte tam böyle oluşturulur. Eğer bu acımasızlığın önüne hemen şimdi geçilmezse, toplumsal vicdanımız uzun yıllar üstesinden gelemeyeceğimiz biçimde yaralanacaktır.Çocukların çektiği bu acıların sorumlusu hepimiziz! Ama yasama yetkisinde bulunan sizler hepimizden daha fazla sorumlusunuz.”
Çocuktan yana olmak
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları olarak, halkın temsilcisi milletvekillerinden siyasal kimliklerini düşünce ve inançlarını bir yana bırakıp ÇOCUKLARDAN YANA olmalarını istiyorduk. Altına imza attığımız uluslar arası çocuk hakları sözleşmelerini , “suçlu çocuk değil suça sürüklenen çocuk vardır” kavramını anımsatıp , soruşturulan, kovuşturulan, cezalandırılan ve ceza çektirilen çocuklarla yetişkinler arasında bir ayrım yapılmadığını vurguluyorduk. Bu aksaklığın başlıca nedeni bu çocukların Terörle mücadele kapsamında ele alınmalarıydı!
Dün 23 nisan çocuk bayramıydı: Uygar toplumlarda amaç çocuğu cezalandırmak değil, çocuğu topluma ve kendisine kazanmaktır. Bu yüzden “çocuğun yararı ilkesi” öncelik taşır. Çağdaş hukuk da bu ilkeye göre düzenlenmiştir. Keşke hükümet bunu da anımsasa! Keşke İzmir ‘deki Kitap Fuarını Doğu’ya; Diyarbakır’daki çocukları Ege’ye taşıyabilsem...
Cumhuriyet- 24 Nisan 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler