Menü

Duvar...Utanç Anıtı


28 Şubat 2004 - Zeynep Oral -

Duvar… Yeryüzünün tüm korkularını içinde büyüten duvar yükseliyor… Kara toprak üzerinde dev bir yılan gibi ilerlerken, gezegenin utanç anıtına dönüşüyor.
Lahey'de Uluslararası Adalet Divanı'nda duvar sorgulanırken, 21 yüzyılda insanlığın ulaştığı yer, gelip bu duvara dayanıyor.

İsrail Hükümetinin "Güvenlik çemberi" dediği, Filistin halkının "Duvar" dediği duvar…

Tüm duygularımı, düşüncelerimi, birikimlerimi, deneyimlerimi bir yana bırakıp, içinde yaşadığım yüzyılı, tarihi, coğrafyayı yok saymaya gayret edip, duvara, bir nesne, bir cisim olarak bakmaya çalışıyorum…

Korku Duvarı

İşte duvarın kimi özelliklerini internet kaynaklarından çıkarıp sıralıyorum: :
Duvar tamamlandığında 700 kilometre uzunluğunda olacak. ( Gazetelere göre, Lahey duruşmalarından sonra İsrail 80 kilometre kısaltacağını açıkladı.)
Duvarın yüksekliği çoğu yerde 8 metre, kimi yerde 12 metre.
Duvarın genişliği 60 metre.
Duvar, 1989 'da yıkılan Berlin duvarından iki kat uzun, üç kat yüksek.
Duvar güçlendirilmiş beton bloklar, dikenli elektrikli tel örgüler, elektronik cihazlar, ısıya ve harekete duyarlı aygıtlar, alarm sistemleri , gözlem kulelerinden oluşuyor.
Duvarın iki yanında 60 ile 100 metre arasında değişen mesafede Filistin toprağı, duvar için, duvar boyunca ilerleyen hendek ve yol için ilhak ediliyor. Bu topraklar Filistin halkının en verimli tarım alanı ve tüm su kaynakları ve sulama sistemlerinin yüzde 51'ini barındırıyor.
Duvarın her kilometresi bir buçuk milyon dolara mal oluyor.
Bugüne dek o yılan duvar ilerleyebilsin diye 11.500 metre kare Filistin toprağı "temizlendi"…
Bugüne dek o korku duvarı ilerleyebilsin diye 39 köy yok edildi.
Bugüne dek o utanç anıtı ilerleyebilsin diye 83 bin zeytin ağacı kökünden söküldü.
Siz hiç bir zeytin ağacı dikip, büyümesini izlediniz mi?
Hayır, hayır, duygulardan düşüncelerden, tarihten coğrafyadan soyutlayıp bakmaya çalışmak olanaksız bu duvara.

Duvarda kan izleri

Bu duvar betondan falan oluşmuyor. En çok nefretten, kinden, öfkeden oluşuyor.

Bu duvarın temelinde zaten bölünmüş Filistin topraklarını daha da parçalamak, Filistin Devletinin kurulmasını, toprak bütünlüğünü önlemek , Filistin halkını tecrit etmek, onları dev bir hapishaneye mahkum etmek var. Hayır bir hapishaneye değil, üç ayrı hapishaneye… Çünkü duvarla, hapsoldukları bir adacıktan öteki adacığa geçebilmeleri bile olanaksız..

Boşuna değil "Apartheid" sözcüğünün duvara ilişkin ha bire gündeme gelmesi. Ben bu duvarın böylesine devasa, uzaydan görüneni değilse de, çok daha küçüklerini Güney Afrika'da gördüm. Apartheid ırkçı rejimin harika bir buluşuydu "Bantustan" sistemi… Minicik hücrelere, gettolara hapsolmuş siyahları ucuz işgücü olarak kullanmanın , emeklerini sömürmenin , onları ekonomik çöküntüye uğratarak yok etmenin yoluydu.
Şimdi aynı uygulama Batı Şeria'da sürüyor.

Duvar, İsrail hükümetinin politik ve ekonomik emelleri dışında Lahey'de de dile getirildiği gibi "teröristleri potansiyel kurbanlardan değil, çiftçiyi toprağından, öğrenciyi okulundan, hastayı doktorundan ayırıyor"
Bu duvarın harcında Sabra ve Şatilla Katliamında can veren üç bine yakın Filistinli ve Lübnanlı mültecinin kanı var. (1982'deydi. Unutmadınız değil mi. Olayın sorumlusu o zaman Savunma Bakanı olan Şaron'du. ) Yıllar boyunca dünyanın görmezden gelmeye çalıştığı ölümler var… O duvarın her taşından ölen çocukların gençlerin, anaların, babaların çığlıkları yükseliyor.

Ne çok katliamı, ne çok ölüyü bağrına bastı o topraklar. Toprağa kavuşmak için mutlak ölmek mi gerek?
Bu duvara direnenler arasında kendi hükümetiyle aynı düşüncede olmayan, İsrailli barışseverler de var. Batı Şeria ve Gazze şeridinde yeniden toprak ele geçirmek için savaşmayı , bombalamayı, öldürmeyi ret eden askerler gibi, duvarın güvenlikle ilgisi olmadığının bilincinde olanlar da var.

Tarih bize bugüne dek hiçbir duvarın güvenliği garantilemediğini acı mı acı deneyimlerle gösterdi.
Kendi güvenliğinizi , ancak "öteki"nin, düşman hısım bellediğinizin güvenliğini sağladığınız sürece sağlayabilirsiniz.

Hayır hiçbir duvar, ne denli güçlü, ne denli yüksek, büyük, geniş uzun olursa olsun terörü durduramaz.
Çünkü insan onuru, tüm duvarlardan daha güçlü. Duvarın dışında kalanların insanlık onurunu yok saydığınız sürece, duvarın bu yanındakiler de onurlarından ve yaşamlarından bir şeyler yitirecekler.


28 Şubat 2004

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.