Dünya kaybettiği belleğini arıyor
17 Eylül 2002 - Zeynep Oral -
Çırağan Sarayında UNESCO'nun yuvarlak masa toplantısı: 109 ülkenin Kültür bakanları ya da devletlerin üst düzey temsilcileri bir araya gelmiş. Kimi ulusal giysilerini ve renklerini sergileyerek, kimliğini ortaya koyuyor. Kimi ise söyledikleriyle ulusal kimliğini öne sürüyor... Farklı renklere , farklı diller eşlik ediyor : Arapça, Çince, Fransızca , İngilizce , İspanyolca, Rusça ve Türkçe ... Yedi dilde simültane çeviri yapılıyor.
Bakmayın toplantının genel başlığında " Somut Olmayan Kültür Mirası" denmesine... Somut şeylerden söz ediliyor. Kaybolan ya da kaybolmaya yüz tutmuş kültürel olgulardan söz ediliyor. Bakmayın "kültür" sözcüğünün hep ön plana çıkarılmasına, politik bir gündem söz konusu...
"Somut Olmayan Kültür Mirası"ndan kastedilen, kaybolmaya yüz tutmuş, diller, gelenekler, ayinlerin bir parçası olan müzik, dans, tiyatro, gösteri ve temsiller ... Sözlü tarih, sözlü edebiyat, masallar, destanlar, mitoloji ... Yaşama ölüme ilişkin ve yaşamla-ölüm arasındaki tüm evrelere, olaylara ilişkin adetler ... Doğa bilgimiz, doğayla ilişkiler, bu ilişkilerin sürdürülmesinde kullanılan araçlar, el sanatları...
Bunlar doğal yollardan ya da doğal olmayan yollardan diyelim ekonomik ve politik baskılar sonucu kaybolmuşsa, kaybolmaya yüz tutmuşsa, şimdi ne yapıp yapıp bunlar geri kazanılmalıydı. Çünkü bunlar, toplumların kimliğini ortaya koyuyordu. Bunlar kültürel çeşitliliğin aynasıydı. Çok kültürlü çok kimlikli bir dünyanın korunması, çağdaş evrensel değerlerin, insan hakları, eşitlik , dayanışma gibi ilkelerin korunmasıyla örtüşüyordu.
İşte toplantının ilk gününden kimi satırbaşları:
Açış konuşmaları ve resmi program dışında belki 50 kadar ülkenin temsilcisi söz aldı. Bunların her biri konuşmasına, toplantıya ev sahipliği yapan Türkiye'ye, Türkiye Kültür Bakanına teşekkür ederek söze başladı. (Şimdilik organizasyon tıkır tıkır işliyor, hiçbir aksaklık yok. Ev sahibi telaşlı , hava koşullarına karşın konuklar mutlu!)
Her konuşmacı , somut olmayan kültürel mirasın korunmasını ve geliştirmesini vurguladıktan ve kendi toplumundan örnekler verdikten sonra konuşmasını, "Barışa" ancak bu yoldan ulaşılacağını savunarak bitirdi. "Çok kültürlülük eşittir barış" sık sık tekrarlandı. (Belki de ipucunu Cumhurbaşkanı Sezer'in açış konuşmasından almışlardı: Atatürk'ün iki hedefini çağdaş uygarlık ve "Yurtta Barış , dünyada barış" ilkesini vurgulamıştı Sezer )
Butan temsilcisi "Yaşayan son Budist ülkeyiz , her şeyimiz, ama her şeyimiz, yediğimiz ekmek içtiğimiz su bile somut olmayan kültür mirası, tümünü nasıl koruyacağız" diye ekonomik tehlike çanlarını çalıyordu.
Irak temsilcisi , ülkesini bölmeye çalışan, yollardır ambargoyla, halkı hedef alan A.B.D ve müttefikleri karşısında çocuklarını okula bile yollayamazken , kültürün hangi birleştirici özelliğinden söz edildiğini sorguluyordu...
Azarbeycan temsilcisi de konuşmasına Dağlık Karabağ sorununu sıkıştırıverdi. Üstelik konuşmasını Rusça yaptı.
Kimse yasaklanan ana dillerden, baskı gören şarkılardan türkülerden söz etmedi. "Çocuğuna şu şu isimleri koyamazsın" saçmalıklarını ağzına almadı. Ancak birçok konuşmada üstü kapalı geçiştirildi. Dinleyicilerin birbirine değen gözleri , "Bunları unutmak" der gibiydi...
Türkiye'de hiçbir yerde bu toplantıdaki kadar çok " farklı kültürlere hoşgörü, dayanışma, saygı" , "Bu farklılıklar zenginliğimizdir", "bu farklı kültürlerin korunmasından, geliştirilmesinden barış - hem ulusal hem uluslar arası barış doğar" gibi cümlelerin tekrarlandığını duymamıştım.
Hele "Ne mozaği ulan!" kükremelerinden sonra doğrusu bu toplantı, insana ilaç gibi geliyor!
Özetle birinci günün sonunda edindiğim izlenim şuydu:
Dünya yitirdiği belleğini arıyor. O belliği bulmadıkça, yeryüzünde huzur yok!
17 Eylül 2002
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler