Dost Tiyatrosu
02 Nisan 2000 - Zeynep Oral -
"Dostlar"a Saygı...
30 yıl, evrenin yaşamında minicik bir zaman dilimi. Ama söz konusu bir tiyatro olduğunda, 30 yıl, hele hele hiçbir kesintiye uğratmaksızın sürdürülen 30 yıllık bir çaba çok önemli...
Dostlar Tiyatrosu 30. Yıldönümünü kutluyor.
Tüm engellere, baskılara, yokluklara karşın, kök salmak...
Sürekliliğin göz ardı edildiği, saman alevleriyle yanıp sönen parıltılarla oyalanmayı benimsemiş toplumlarda .... Köşe dönmeciliğin, koltuk kapmacılığın özendirildiği, kolay ucuz ve yoz olanın alkışlandığı , sansasyonun yüceltildiği bir ortamda... Bu otuzuncu yıldönümü daha da önemli...
Nedir Dostlar Tiyatrosu'nu öteki tiyatrolardan farklı kılan?
Özetlemeye çalışayım:
1969'da Dostlar Tiyatrosu'nu kurmak üzere bir araya gelen gençler seçimlerini yapmışlardı: İlerici, toplumcu dünya görüşü doğrultusunda tiyatro yapacaklardı. Toplumda eşitliğin, özgürlüğün egemen olacağı, daha güzel bir dünya özlemiyle yola çıkmışlardı. Sömürüye, her tür baskıya , şiddete, savaşlara, çıkarcılığa, yalana, talana karşı çıkacaklar , demokrasiyi, insan haklarını, emeği , insanı "İnsan" yapan değerleri yücelteceklerdi.
30 Yıldır Dostlar Tiyatrosu bu inançlardan, ideallerden, özlemlerden, düşüncelerden vazgeçmedi. Ama 30 yıl boyunca bu doğrultuda tiyatro yaparken, tiyatro sanatının gerektirdiği nitelikten , kaliteden, özgünlükten, yaratıcılıktan, estetik kaygıdan , düzeyli performanstan da vazgeçmedi. Tiyatro sanatının gerektirdiği sorumluluktan ve bilinçten hiç ama hiç ödün vermedi.
Sevgili Okur, şu son iki paragrafta özetlemeye çalıştığım şey sana doğal gelebilir. Ama hayır , Türkiye'de doğal değil. 70'li yılları anımsıyorum. Sol yumruğunu havaya kaldıran sahneye fırlıyor ve bunun adına "tiyatro" deniyordu. Hiç unutmam, ünlü bir yönetmen arkadaşıma, " Oyuncuların sahnede söyledikleri sözleri anlamıyorum, bu çocukların diksiyonu yok " dediğimde, şöyle karşılık vermişti: "Diksiyonu boş ver, hepsi sıkı solcu!"
Bunlar, Devlet ve Şehir Tiyatroları ve ticari amaçlı özel tiyatrolar arasında Dostlar Tiyatrosu, alternatif tiyatro oluşturdu.
Tiyatro sanatının bilgiye, araştırmaya, kültür birikimine, yaratıcılığa , tutkuya varan bir çalışmaya dayandığını hiç ama hiç göz ardı etmedi bu topluluk.
Yerli ya da yabancı oyun yazarlarından aldıkları eserlerin yanı sıra nice şairin şiirlerini "oyun"a dönüştürdüler, topluluk içinden yazarlar yetiştirip, onların eserlerini tiyatro repertuarına kazandırdılar.
ramaturji, müzik, koreografi, dekor, kostüm, ışık, oyunculuk , sahneye koyuculuk... Her birinin bir uzmanlık alanı olduğunun bilincindeydiler ve her birine sonsuz önem verdiler. Bu alanların uzmanlarıyla bütünleştiler. Titiz bir çalışma ve sonsuz bir özenle kotardılar oyunlarını.
unların sonucu seyircileriyle bütünleştiler, kenetlendiler. Ayrıca çeşitli sendikalar, işçi örgütleriyle ilişkiler kurarak farklı kesimlerden seyirciyle buluştular.
Öğrenci yetiştirerek, koro ve halk oyunları toplulukları kurarak, kurslar açarak birikimlerini, gençlerin hizmetine verdiler.
Dostlar Tiyatrosu ilk 15-20 yılında tam bir ekip tiyatrosuydu. Sonraki yıllarda ise değişen ekonomik koşullarla çalışmalarını prodüksiyon tiyatrosu olarak sürdürmek zorunda kaldı.
Dostlar Tiyatrosu'ndan izleyip, beni asla terk etmeyecek oyunların adlarını bile sıralamaya burada olanağım yok. Ama Genco Erkal, Mehmet Akan, Arif Erkin, Zeliha Berksoy, Şevket Altuğ, Macit Koper, Meral Çetinkaya, Zeynep Irgat'tan, Nurten Tuç, Duygu Sağıroğlu, Metin Deniz, Sevim Çavdar, Tuncay Çavdar'a uzanan "kahramanları" anmadan , hele Yavuzer Çetinkaya'ya göz kırpmadan bu yazıyı bitiremezdim.
Dostlar Tiyatrosu'na emeği geçen herkese teşekkür ederken, nice 30 yıllara diyorum.
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler