Menü

Dormen ve Kenter


26 Nisan 2013 - Zeynep Oral -

Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'e   "Onur Ödülü"....
                                   Tiyatro ve Yaşam  dersi...
           
            Bir kaç gün önce  Yedidirek Sanat Vakfı   tiyatromuzun iki usta  ismine "Onur Ödülü" verdi.  Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'e...  Gerek vakıf başkanı Ali Tokul, gerek  iki değerli sanatçının törende yaptıkları konuşmaları, geceye katılamadığım için basından izledim.  Öne çıkan, altı hep çizilen  Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'in  sanatlarını aşkla, tutkuyla sürdürmeleriydi.
            O aşk, o tutku olmasaydı   kesinlikle katılıyorum  bugün ne bir Yıldız Kenter ne de bir Haldun Dormen var olabilirdi.  Onca güçlüğe, her tür baskıya, maddi ve manevi engele,  somut ve somut olmayan tuzaklara karşın  kendilerini ve efsaneye dönüşmüş tiyatrolarını ayakta tutmanın yolu , yaptıkları işi  aşkla, tutkuyla yapmalarıydı. Hala da öyle...
AŞK  VE  TUTKUNUN  ÖTESİNDE
            Gece gündüz oyunlar, yüzlerce, binlerce oyun... matine suare... matine suare... Salonsuzluk, mekansızlık, göçebelik halleri...  Otobüslerle çıkılan turneler... Tiyatrosuz kentler, sahnesiz kasabalar... En ilkel koşullarda  temsiller... Ama sonra birden İngiltere sahneleri, A.B. D.  temsilleri...  Elbet aşk ve tutkusuz olmazdı ama yine de...
            Geçmişe dönüyorum. Gözümün önünden ve yüreğimden oyunlar geçiyor: "Salıncakta İki Kişi", "Çöl Faresi", "Nalınlar", "Öfke", "Pembe Kadın", "Mikadonun Çöpleri", "İhtiras Tranvayı", "Üç Kız Kardeş"... "Vanya Dayı"...  İçimden Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Kamuran Yüce diye haykırmak geliyor...
            Yeniden eski günlere dönüyorum: Gözümün önünden ve yüreğimden  bu kez başka oyunlar geçiyor: "Zafer Madalyası", "Bit Yeniği", "Şahane Züğürtler", "Karanlıkta Komedi", "Papaz Kaçtı" "Yaygara 70"  "Hisseli harikalar Kumpanyası"... İçimden  Metin Serezli, Altan Erbulak, Erol Günaydın, Nisa Serezli , Ayfer Feray diye haykırmak geliyor...
            Hepsi aşk ve tutkuyla sarılmışlardı mesleklerine ama yine de...
            Adlarını haykırdıklarıma tekrar tekrar sarılmak istiyorum. Onları belleğimden asla silemeyecek olan şey, aşk ve tutkunun ötesinde ...   Sonunda aradığım sözcüğü buluyorum: Dayanışma...
           
            YAŞAMA SAYGI
            Haldun Dormen olsun, Yıldız Kenter olsun yıllar boyu çevrelerindeki  sanatçılarla dayanışma içinde adeta suç ortaklığı içinde yaşadılar.  Biz ölümlü seyircileri de o dayanışmaya  ve suç ortaklığına kattılar!
            O dayanışmanın gerisinde sevgi ve saygı vardı. Disiplin vardı. Çalışma azmi vardı.  En çok, en çok,  mesleğe, birbirlerine ve yaşama karşı duydukları saygı  vardı.
            Mesleklerine, sanatlarına aşk ve tutkuyla ama en çok saygıyla  sarılmanın ötesinde, bence onları bunca  olağanüstü, bunca enerjik, bunca "genç" tutan, başarılarını  her daim sürmesine yol açan şey ise,  bugüne dek sayısız öğrenci yetiştirmiş olmalarıydı.  "Hoca" olmaları...  Hayır, sadece konservatuar hocalığından söz etmiyorum.  Onlar, tiyatrolarını birer  "okula" dönüştürdüler.  
            Dormen Tiyatrosu'ndan, ve Kenter Tiyatrosu'ndan  yetişenlerle  tiyatromuz   dallandı, budaklandı, zenginleşti ve gelişti. 
            Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'in önünde saygıyla, sevgiyle  eğilirken,  bize verdikleri  tiyatro ve yaşam dersi için teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet- 26 Nisan 2013

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.