Doha'da Osmanlılar Sergisi...
31 Ekim 2010 - Zeynep Oral -
Dünyadaki müzeler içinde beni en çok heyecanlandıranlardan biri Katar’ın başkenti Doha’daki İslam Eserleri Müzesi... Anımsayacaksınız, usta mimar I. M. Pei’nin bu şaheserini daha önce bu sayfalarda sizlere eşsiz bir mücevher diye tanıtmıştım. Önceki gün bu müzede bir sergi açıldı: “Osmanlıların Dünyasına Bir Yolculuk” başlıklı serginin açılışına dünyanın birçok ülkesinden gazeteciler davet edildi. Aralarında ben de vardım…
Sergiye geçmeden önce bu müzenin bir Türk firmasınca inşa edildiğini belirtmeliyim. Katar Ulusal Kongre Sarayı’nı yapan Baytur gerçekleştirdi bu yapıyı da...
Batı’nın Doğu’ya bakışı
Hayır, adının önerdiği kadar büyük bir sergi değildi. Serginin küratörü Olga Nefedova, aynı zamanda Doha’daki Oryantalizm Müzesi’nin yöneticisiydi. Sergiyi daha çok bu müzedeki, eserleri değerlendirmek ve sergilemek üzere kurmuştu. Ama Amsterdam’daki Rijk Müzesi’nden, Hollanda ve İngiltere’deki özel koleksiyonlardan ciddi sayıda eser vardı. Hayır, Türkiye’den eser istenmemişti.
Sergi, bir “yolculuk” olarak düşünüldüğünden elinizdeki bir “harita” broşürle geziyordunuz. İlginç bir yerleştirme benimsenmişti: Düz bir çizgi üzerinde ilerleyen 4 duvar/ 4 Pano… İlkinde kent teması (İstanbul). 2- Portreler (Osmanlı Sultanları). 3- Ansızın temayı unutup “Sanatçı” başlığı altında Jean Baptist Vanmour’un en ünlü oryantalist tabloları. 4- “Tarih” başlığı altında 17. yüzyıldan başlayıp Melling gravürlerine uzanan güncel yaşam ve tarihi olayları konu alan tablolar…
Bölümler arasındaki kapılardan geçip paralel çağdaş etkinlik ya da “müdahalelere” ulaşıyorsunuz: Örneğin Hollandalı çağdaş sanatçı Bas Princen’in İstanbul fotoğrafları; İngiliz ressam Vanessa Hodgkinson’un, Vanmour tablolarındaki figürleri yeniden yorumlayıp betimlemesi… Son bölümde ise tabloların gerçekliğiyle, günümüzde İstanbul’un gerçekliği arasında gidip gelmeye çalışan bir film…
16. yüzyıldan günümüze “Oryantalist” akımın başeserlerini bir araya getiren sergide Batı dünyasının Doğu’ya bakışını görüyorduk. Elbet tüm önyargıları, varsayımlarıyla birlikte…
Oryantalizm nereye?
Rijks Müzesi’nden, Avrupa’daki özel koleksiyonlardan ve Doha Oryantalist Müze’den gelen eserleri, kitaplardan değil de asıllarını görmek heyecan vericiydi. Serginin üzerine kurulduğu “yolculuk” kavramı, hele hele “Osmanlıların Dünyasına Yolculuk” iddiası ve serginin bunu ne denli gerçekleştirdiği elbet tartışılabilirdi.
Bir de şu var: Edward Said’i tanıdıktan, okuduktan sonra oryantalizm akımına önceki gibi bakmamız olanaksız… Batı’nın, Doğu’yu “gördüğünden” çok, “görmek istediği gibi” tanımlaması… 1001 Gece Masalları’nın gizemi, erotizmi, mistisizmi ve büyüsü… Şark esrarının dumanı, tütsüsü, buğusu… Barbarlara değilse de vahşi olana, bilinmeyene duyulan merak, korku… Hani farklı olanı iyiden iyiye “ötekileştirme” durumu… Hepsi mevcut.
Resim sanatında değilse de özellikle siyaset sahnesinde oryantalizm hâlâ devam ediyor. Doha’daki sergide belki de buna bir vurgu, bir eleştiri bekliyordum, ama beklediğimi bulamadım. Örneğin keşke o dar kapılardan geçip ulaştığımız paralel “etkinliklerde / müdahalelerde” yine Batı’nın çağdaş sanatçılarına değil de Doğu’nun ya da Türkiye’nin çağdaş sanatçılarına yer verilebilseydi… (Örneğin, İnci Eviner’in Nev Galeride’ki sergisi - Melling’in Haremi üzerine kurduğu işi, daha doğrusu oryantalizme başkaldırışı - amiyane deyişle cuk otururdu!)
Sergi 24 Ocak 2011’e dek sürecek…Yolunuz oralara düşerse kaçırmayın!
Cumhuriyet - 31 Ekim 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler