Doğunun Kapısı Diyarbakır
02 Ağustos 2009 - Zeynep Oral -
Bejan Matur’dan Diyarbakır Destanı
Şu günlerde “Kürt açılımı”, “Türk açılımı” dillerden düşmüyor. Fazlasıyla moda haline gelen ve bu gidişle içi hızla boşaltılan, erozyona uğrayan “açılım” sözcüğünü bir yana bırakılım… En kısadan söylemek gerekirse, değil 40 bin ölümü, bir tek ölümü bile durduracak her düşünceyi kucaklamaya, dinlemeye, anlamaya hazırım… Türk ve Kürt vatandaşların ilişkilerine dair daha çok konuşup, çok tartışacağız. Ama bence önce herkes, bu konuların göbeğinde olan ya da kendini bu konuların çooook uzağında sanan herkesin bence okuması gereken bir kitap var! Hem okunacak hem bakılacak bir kitap! Sıradanlığa, tüm klişelere meydan okuyan bir kitap.
Şiir ve vicdan dili
“Doğunun Kapısı Diyarbakır” Bejan Matur’un eseri. Bu sayfaların okurları bu genç şairi tanıyor olmalı. Minik bir anımsatma : Maraş’ın Pazarcık ilçeçesi , Maksutuşağı köyünde doğup liseyi Gaziantep’te, Hukuk Fakültesini Ankara’da bitiren Bejan Matur önce çeşitli edebiyat dergilerinde sonra ilk şiir kitabı “Rüzgar Dolu Konaklar” ile dikkatleri çekti. O ilk kitaptan , en yenisine “İbrahim’in Beni terk etmesi” adını taşıyan kitabına dek (5 Şiir Kitabı da Metis’ten çıktı) , ben onda hep kadınlığı ve çocukluğu, daha doğrusu çocukluğun saflığını bütünleyen bir duyarlık izliyorum. Eleştirel, can alıcı noktalara değinirken bile müthiş gelişmiş , inceden inceye özenle işlenmiş, yoğun mu yoğun ancak çok yalın bir dil kullanıyor.
“Doğunun Kapısı Diyarbakır” kitabındaki metinler çok şiirsel , kimi zaman doğrudan şiir nitelikli. Destansı bir dil… Ama belki de bu dili tanımlamak için en doğru sözcükleri seçmem gerekirse, “vicdan dili” demem daha doğru olurdu.
Şiirlerindeki yoğunluk bu kitaba da egemen. Sözcükler, kapsadıkları alandan çok daha geniş anlamlar taşıyor. Gerek bu özellik, gerek kullandığı imgeler, dizelerine müthiş bir gizem katıyor. Farklı katmanlarda okuyabiliyorsunuz, ve her katmanda gizler aralanıyor…
Söylemekte geç bile kaldım: Metinlerdeki yoğunluk, şiirsellik, gizem ve “vicdan dili”, kitap boyunca gözlerimizi ayıramadığımız fotoğraflara da egemen. Hele gizem. Baktıkça o taş duvarlar, o susan ağızlar, konuşmayan gözler, küskün doğa sanki dile gelip tüm sırlarını ortaya dökecekmiş gibi geliyor insana. Fotoğrafları çeken Murat Düzyol ve Halil Kayır.
Ruh Yansıması
Peki bu büyük forma, özenle basılmış 280 sayfalık kitap neyi anlatıyor? Diyarbakır ve çevresinin on bin yıllık tarihini, coğrafyasını, mimarisini, kültür birikimini, doğasını, insanlarını, gemişini, bugünü, yapı sanatlarını, şairlerini, sokaklarını, surlkarını, duvarlarını ,kadınlarını, çocuklarını, gizli saklı öykülerini, duvarlardaki işaretlerini, gizli kalmış sevdalarını, çocukların bakışlarını, mezarlıkları, han hamamları, kara sevdaları, isyanını, perilerini cinlerini, dinlerini, peygamberlerini, efsaneleri, kilitli sandıkları, aralanan kapıları, mühürlü yüzleri, mekanları, zamanı … Diyabakır’ın öfkesini ve uysallığını, zenginliğini ve yoksulluğunu, hayallerini, düşlerini ve düşüşlerini, sevinçlerini ve acıları…
Bütün bunlar yerine, sadece Diyarbakır’ın ruhunu anlatıyor, ruhunu yansıtıyor desem de olur… Şu sıralar bu destanı okumanın tam zamanıdır...
Diyarbakır Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yayınlanan kitabı büyük kitapçılarda bulabilirsiniz. Emeği geçen herkesi kutluyorum.
Cumhuriyet –2 Ağustos 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler