Menü

Derme Çatma Demokrasi...


31 Mayıs 2014 - Zeynep Oral -

            "Hamlet" in "Kokuşmuş bir şeyler var şu Danimarka Krallığında"  sözleri,  oyun nerede, nasıl sahnelenirse sahnelensin, eğer  baskı, zulüm, yasakların egemen olduğu  bir ülkedeyse, mutlak seyirciden  alkış alır.  Tanrıya şükürler olsun, biz şu "ileri demokrasimizde" (!)  o dönemi  çoktan gerilerde bıraktık.
             Artık her an bu ülkede kokuşmuş bir şeyler olduğunu  haykırsak da... Adalette, ihalelerde, madenlerde, poliste, savcıda, medyada, bakanlarda ve para aklamalarında  kokuşmuşluğu gözler önüne sersek de... Ve şu güzel ve şiddet dolu ülkemizde balığın nereden kokmaya başladığının bilincinde olsak da... Nafile!
               "Var olmak ya da olmamak"  durumunu padişahın iki dudağı arasından çıkacak söze bağlamış olanlar ; iktidarın ziyafet sofrasından hep daha çok nemalanmak isteyenler;   zalimin öfkesine ve hakaretlerine  göz yumanlar,   insanlık onurunun çiğnenmesine  aldırmayanlar ; medyadaki yandaşlar, gece gündüz  kokuşmuşluğu örtbas etmeye çalışıyorlar!
                                                            XXX
            Bugün Pazar ve ben size her saniyesi muhteşem bir zenginlik olan, yedisi yurt dışından otuz beşi Türkiye'den   tiyatro ve dans topluluğunun katıldığı, yüz kadar gösterinin yer aldığı İ  İstanbul  Tiyatro Festivali'nden söz edecektim.
             Sayısız yan etkinlikleri, atölye çalışmalarıyla yaratılan tartışma ortamından; Polonyalıların (hele Grotowski,Wajda, Kantor, Şayna gibi ustalardan sonra) yarattığı düş kırıklığından ve İngiliz Propeller Tiyatrosunun , mükemmelliği , gençliği, dinamizmi, coşkusu, yaratıcılığı  ve  Shakespeare tazeliğiyle  şu kapkara dünyamızı kahkahalara  boğmasından söz edecektim... Ama gelin görün ki ülkemde...
                                                            XXX
            Bugün 450 yaşındaki Shakespeare'in   Hamlet'iyle  bunca dolu olma nedenim, bir akşam önce izlediğim "Derme Çatma Hamlet" oyunudur. 
             Pes şu Shakespeare'e! Sanki bizim 2014 yılında Türkiye'de yaşadıklarımız üzerine yazmış bu oyunu.  İnanın  Erdoğan'dan Melih Gökçek'e, Bilal'den   Okmeydanında  Cem evi avlusunda insan katleden polise , hepsini sahnede görür gibi oldum. "Sürüngen, ahlaksız" küfürlerinden  "Her ölüme tören mi yapacağız, ölmüştür gitmiştir"e, "Polis nasıl sabrediyor"  sorusuna varan nice kışkırtmalara tanık oldum...   Hamlet örneğin zorba krala  "Siz beni düdük mü sandınız, istediğiniz gibi  çalacağınızı mı sandınız" diye meydan okumaya kalkıştığında, nasıl da tanıdıktı.
            Oysa  izlediğim  Sabahattin Eyüboğlu'nun Türkçesiyle, Çiğdem Selışık, Hayati Çıtaklar 'ın uyguladığı bildiğimiz "Hamlet" 'ten sahnelerdi.  "Derme Çatma Kolektif"in sunduğu "Derme Çatma Hamlet"ti.
             Oyunculuk, dans, bale,  performans, kavramsal sanat  gibi farklı  birikimlerden gelen gençlerin, farklılıklarını bir araya getirip  sürdürdükleri bir sorgulamaydı.
             Hamlet'in  sürekli sorgulayıp harekete geçememesiyle, benim ülkemde  hiç sorgulamadan  her şeyi, kadere "Allah bilir"e havale edenlerin;  hep ama hep sorgulayıp karar alamayanların bir yüzleşmesiydi. Kararsızlığın tutsaklığında eyleme geçememenin  hesaplaşmasıydı.
             Şirvan Akan, Hayati Çitaklar, Cemre Ebuzziya, Gökçen Gökçebağ, Sıla Karakaya, Alkış Peker, Emre Sökmen   ve İlkay Türkoğllu 'nun  her an her rolü üstlendiği; oyunun hem içinde hem dışında yer aldıkları;  anlamaya çalışırken anlattıkları bir gösteriydi.  Üstelik, Hamlet'in tiyatroculara öğütlerini hepsi baş tacı etmişlerdi... Oyuncuları, sorgulamaları ve sinerjileri sahiciydi.  Şimdiki zamanın ve  geçmiş zamanın,  geleceği  oluşturacağının   bilincindeydiler.
            "Kanın coşkun akıyorsa  eğer damalarından / Boyun eğme olup bitenlere ! / İzin verme  Danimarka tahtının/  Lanetli bir haram döşeği olmasına! " diye haykırıyordu Hamlet'in babasının hayaleti.  Yoksa  polis şiddetinden, maden katliamından, iktidarın  hırs ve zulmünden kurtulamayıp  can verenlerin sesi miydi ?

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.