Deniz'ler. Ve Tiyatro anıları.
07 Mayıs 2020 - Zeynep Oral -
Dün 6 Mayıs’tı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın devlet eliyle yaşamdan koparıldıkları gün… Dün gazetemizde “Üç Fidandılar orman oldular” başlığıyla onlara, ayrılmış muhteşem bir sayfa vardı . (Teşekkürler Olcay Büyüktaş; teşekkürler Seyhan Avşar.)
O günleri yaşayanlar hiç unutmadı! 60’lı yıllar devrimci mücadeleye umut yıllarıydı! Dünyada gençlerin isyanıyla, “düzen” sarsılırken, Türkiye’de mücadele bir kez daha ileri – geri kavgasında odaklanıyordu. ‘68’de Deniz Gezmiş tutuklandı. ‘69’da Beyazıt Meydanındaki genç ölüler, öğrenci ölüler, “Kanlı Pazar”ların ne ilk ne de son olmadığını kazıdı belleklerimize! 1970 Haziranında, Türkiye tarihinin en büyük işçi eylemlerinden biri gerçekleşti. Emek, 15-16 Haziran’da yürüyüşe geçti...
GÜLRİZ SURURİ - ENGİN CEZZAR TİYATROSU’NDA
İşte o günlerde… Sevgili Gülriz ve Engin dünyayı kasıp kavuran “Hair”(1970) Müzikalini sahnelemeye karar verdi. Oyunu Türkçeye ben çevirmiştim. Engin Cezzar sahneye koyuyordu. Müzikler Emin Fındıkoğlu’na teslim edildi. James Baldwin bize harika bir koreograf Bernard Hassel’i buldu. Baş roller Füsun Önal ve Nejo!
Temsiller başladı! Her akşam salon tıka basa dolu. Finalde millet yumruklar havada dans ediyor… Derken bir ihbar: Doğru Sıkı Yönetim komutanlığına !
Mesele şuymuş: Bir sahnede hapisteki gençlere atıf var. “Özgürlük, bağımsızlık” şarkısında, herkes birbirine “Deniz nerede?” diye soruyor . Sahnede de kocaman bir “Deniz Nerede?” afişi… Deniz Gezmiş hapisteydi.
Sıkı yönetim afişin ve o şarkının kaldırılmasını istedi. Gülriz direndi. Sonunda oyun yasaklanınca mahkeme koridorları yuva oldu bize.
Galadan birkaç akşam sonra 12 Mart 1971 darbesi ve yine baskı, yine işkence!, Yine yasaklar! .
ŞEHİR TİYATROSU’NDA
YIL 1974. İstanbul Şehir Tiyatrolarının başında yeniden Muhsin Ertuğrul. Tepebaşında yakılan güzelim Dram Tiyatrosu çoktan Marangozhane olmuş. Orada “Deneme Sahnesi” açılacak. İlk oyun Beklan Algan’ın sahnelediği, benim yazdığım “Adsız Oyun”. Müzikler Şanar Yurtdatapan’ın…
Kurulu düzene, sömürüye, egemen güçlere, baskıya, baş kaldıran “HAYIIIR” diyen herkes var oyunda. Ateşi çalan Prometeus’dan, Spartacus’den başlayıp, Sokrates, Galile, Dimitrov’a … En sonunda da üç "adsız kahramanımız" var. Yani Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan...
Adları söylenmiyordu ama her izleyici kim olduklarını anlıyordu. İdamlarının üzerinden sadece 2 yıl geçmişti.
“Adsız Oyun”, İstanbul Müzik Festivaline davet edildi. (O zaman Tiyatro Festivali yok henüz) Afişler asıldı, biletler satıldı...
Sonra açılışa bir hafta kala, Festival yöneticisi Sevgili Aydın Gün beni çağırdı. Bir sorun vardı... Tehdit alıyorlardı... Oyundan Dimitrov ve sonrasını –Deniz Gezmiş’leri) çıkarmazsam savcılığa gideceklerdi...
Çıkaramam dedim. Bu oyun yalnız benim değildi Beklan Algan , Muhsin Hoca, Şehir tiyatrosu ve tüm emek verenlerindi... Muhsin Hoca olayı noktaladı.
“Oyundan tek kelime çıkmayacak. Ama festivalden çıkacağız!”
“Adsız Oyun” festival dışı 22Haziran -6 Temmuz arasında her gece tıklım tıklım oynandı. Oyunu ve tabureleri paylaşanlar, ayakta izleyenler, öğle saatlerinden kuyruğa giriyorlardı. Selmi Andak’tan Özdemir Nutku’ya üzerine dünya kadar eleştiri yazıldı . Festivalden çıkarılması üzerine hiç unutmam Ali Sirmen polemik başlattı. Sonunda oyun yasaklandı!
Görüyorsunuz işte! Yasaklar baskılar, hapisler boşuna! İnsanları yok edebiliyorsunuz ama düşünceler yok edilemiyor…
07 Mayıs 2020
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler