Menü

Cumhurbaşkanı


21 Mayıs 2000 - Zeynep Oral -

Umut ve güven...

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TBMM Genel Kurulu'nda ant içtikten sonra yaptığı teşekkür konuşmasını tekrar tekrar okudum. Ve sözü evirip çevirmeden en kısa yoldan söyleyeyim, içime müthiş bir güven ve geleceğimize ilişkin bir umut yerleşti.

Hayır, bir tek konuşmanın verdiği umut ve güven değil bu. O konuşmanın içeriğini oluşturan , birikimlerden damıtılan duyarlılık, söylenebilecek bin bir söz arasından yapılan dikkatli seçimler ve tercihler, ortaya konan düşünce yapısı, iletilen mesajlar, bütün bunları ifade biçimindeki netlik, açıklık , yalınlık ve yoğunluk... İşte bunlardı beni etkileyen.

İlk kez, Çankaya'da farklı bir cumhurbaşkanı var. "Hukukçu" kökenli ve hukukun üstünlüğüne inanan , hukukun üstünlüğünü savunan bir Cumhurbaşkanı...

"Siyasal yaşamımızın dokusuna , çağdaş demokrasiyi ; devlet yapımızın dokusuna da hukuk devleti ilkelerini yerleştirmek görevimizi daha fazla geciktiremeyiz. Polis devletini çağrıştıran yapı ve uygulamaları terk etmeden, çağdaş toplumun gereksinimlerini karşılayamayız. Cumhurbaşkanlığı bu dönüşüm ve gelişmenin sağlanmasına önem verecektir. "

Evet, evet, evet! Ne çok , hem de ne çok geciktirilmişti bu görev! Zaman dediğimiz o müthiş değer, parmaklarımız arasından kayıp giderken, beynimizin çıkar dişlileri arasında ezilip parçalanırken, un ufak edilirken , ne çok, ne çok, ne çok gecikmiştik!!! Şimdi ilk kez devletin en yüce katındaki bir insan bu gecikmeyi yüzümüze vuruyordu. "Polis devletini" çağrıştıran yapı ve uygulamaları terk etme gerekliliğini dile getiriyordu. Bu değişim ve gelişmeye önem vereceğini söylüyordu. İlk kez, evet ilk kez bir Cumhurbaşkanından bunları duyuyorduk.

Yazdıkları bir yazı, söyledikleri bir dize, bir türkü yüzünden hayatları karartılanların ; defterlerindeki bir resim, ellerindeki bir pankart nedeniyle işkenceden geçirilenlerin ; yasaklarla elleri kolları bağlanmış yazarların, bilim adamlarının , sanatçıların ülkesi olan ülkemde , bu çağdışı yöntemlerin artık görmezden gelinmeyeceğine, artık bir şeylerin değişebileceğine dair bir umut doğuyor içime. İnsan haklarının , yaşama haklarının, düşünme ve düşüncesini ifade etme haklarının karşısına dikilen yasaların, yönetmeliklerin ve uygulamaların değişeceğine dair bir umut...

Yine ilk kez bir Cumhurbaşkanı "Sosyal devlet" kavramından ve "toplumsal barış" kavramından söz ediyordu. Bunların önemini vurguluyordu. Varlıklıyla yoksul arasındaki uçurumun her geçen gün biraz daha büyüdüğü ülkemde, " gelir dağılımında ve fırsat eşitliğinde adalet sağlanarak yoksul kesimler esirgenip korunarak " yapılacak düzenlemelere işaret ediliyordu... "Toplumsal barış" özlemini öncelikli konu olarak değerlendiriyordu.

Bugüne dek hiçbir Cumhurbaşkanından bu yukarıdakilere benzer sözler duymamıştım. Bu "ilk" karşısında, bu "farklı" Cumhurbaşkanı karşısında, ilk andan güvenimi ve umudumu böyle apaçık ortaya dökmeme şaşmayın. Öyle ihtiyacım varmış ki bu sözleri duymaya...

Bilmez değilim : Söylenen sözle yapılan eylemin birbirini bütünlemesi doğaldır sanırdım ben eskiden... Yıllar geçtikçe özellikle devlet katında , yöneticilerin ağzından çıkan sözle , uygulamaları arasındaki uçurumu gördükçe bunun böyle olmadığını kavradım ... Ama yine de bu kez farklı olacağına inanıyorum.

Neydi o ayrıntı... Hani tüm basında , dört elle sarılınan ayrıntı... Tamam, hatırladım... Ahmet Necdet Sezer , trafikte kırmızı ışıkta durmuş. Bundan sonra da trafik kurallarına uymaya devam edecekmiş....

Hukukun üstünlüğü ilkesiyle eşitlik ilkesinin bütünün parçaları olduğunu öğrenmiştik daha ilkokulda...

Ben yüreğimin yeşil ışığını yaktım bile...

X

Galatasaray'ı kutluyorum. Kazandıkları başarı, sergiledikleri oyun ve tavır, bize sağladıkları sevinç ve özgüven duygusu, ekran başında bana yaşattıkları heyecan için... Ve şimdi , derhal Peter Handke'nin "Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi" eserini yeniden okumaya koyuluyorum. Futboldaki başarımızın tüm öteki alanlara da yayılması dileğiyle...

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.