Menü

Çiçek Açan Bir Kültür


29 Aralık 2002 - Zeynep Oral -

Yeryüzünün, tırmanan şiddetle, savaş tehditleriyle, korku, sindirme, baskı politikalarıyla, açlıkla , yoklukla, yoksullukla inim inim inlediği bir dönemde yalnız kucağım değil, yüreğim de çiçekle doluverdi:

Güller, sümbüller, yaseminler, laleler, menekşeler, nergisler, karanfiller...... Zerrin , ful, katmer, arı çiçeği... Zülf-i nigar, susam, şakayık, şebboy, amberbuy, hüsnüyusuf, yonca ve de leylak... Daha neler neler...

Çiçeklerin kokusundan ve güzelliğinden daha çok sarhoş olmadan önümdeki hayat kaynağına, coşku kaynağına, değer kaynağına, yani önümdeki kitaba daha da dikkatli eğiliyorum: Prof.Dr. Nurhan Atasoy’un “Hasbahçe – Osmanlı Kültüründe bahçe ve çiçek” adlı eserine...

Çiçeklerin en hası bence hiç böbürlenmeyenidir, ağırlığı olmayandır. Hani kimi insanlar vardır, yaşam boyu çalışırlar, didinirler, gönül verdikleri, inandıkları işlerini, tutkuyla, ödün vermeden, yakınmadan, yorulmadan sürdürürler, şan şöhret alkış beklemezler... İşte Nurhan Atasoy da böyle insanlardan. Ağırlığı değil, derinliği olan, emekçi karıncalardan biri.

Uzun yıllar süren bir çalışmanın, sonsuz bir birikimin, eşsiz bir araştırmanın çetin bir uğraşın ürünü bu kitap. Osmanlılar’da bahçe kültürünü, çiçek kültürünü bir bütün olarak ele alıyor. Saraylardan bahçelerde, tarihi kaynaklardan, Osmanlı Arşiv belgelerinden, dünya , kitaplıklarından, seyahatnamelerden ve gravürlerden geçerek bizlere sonsuz ayrıntılı bir döküm , bir yorum, bir sentez sunuyor. “Değişik iklim ve topraklara uyumda inanılmaz başarı gösteren Türklerin” yarattıkları bahçelerin, bahçe ve çiçek kültürünün etkilerini dile getiriyor.

Osmanlı Kültüründe yalnız bahçelerle, doğayla sınırlı değil çiçek. Halıda ve kilimde, minyatürde ve mimaride, İznik ve Kütahya çinilerinde, taşta ve ahşapta, kumaşta ve kağıtta , her şeye, her yere, hatta duygulara ve düşüncelere de, yaşamın ve sanatın her alanına da damgasını vuruyor çiçek. Evliya Çelebi’ye bakarsanız, Edirne Beyazid Han Bimarhanesi’nibn bahçesinde bahar gelince açan deveboynu, müş-ü Rumi, gülnesrin, şebboy, karanfil, reyhan, lale , sümbül gibi çiçekler, akıl hastalarını tedavide bile kullanılıyor. Sunuş yazısında Talat Halman’ın dediği gibi: “ Fatih Sultan Mehmet, bir minyatür için poz verdiğinde, elinde kılıç yoktu, iktidarın görkemini sergilemiyordu ; çiçek kokluyordu.” Büyük forma , bol fotoğraflı bu dev eser Aygaz’ın sponsorluğuyla gerçekleşmiş. Koç Kültür Sanat tarafından , Ersu Pekin’in tasarımıyla, kusursuz basılmış. Nurhan Atasoy’un bu eşsiz eserinin ortaya çıkmasına olanak sağlayan, katkıda bulunan herkesi kutlamak gerek.

Değerlerimizin , değerini bilmeye, öylesine ihtiyacımız var ki...

29 Aralık 2002

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.