CHP… Tiyatro… Şiddet ile Oynamak…
06 Şubat 2005 - Zeynep Oral -
O gün CHP Kurultayını izlemek üzere ben de televizyon başına yerleşenlerdenim. Ama bir süre sonra…Hayır seyredemedim. Orada o gün sergilenen, ortaya konulan, seviyesizlik, düzeysizlik bir yana, şiddet karşısında, dildeki şiddet, sözdeki şiddet, tavırlardaki şiddet, tonlamalardaki şiddet, eylemdeki şiddet, düşünce ya da düşüncesizlikteki şiddet, meydan okuyan şiddet, gizli şiddet, açık ve kapalı şiddet karşısında neye uğradığımı şaşırdım.
Hayır seyredemedim. Korktum. İğrendim. İçim acıdı. Öfkelendim. Kahroldum . Ama en çok, en çok içim acıdı. Dayanamadım, kaçtım.
Ertesi gün de ne çok insandan, özellikle hemcinslerimden duyacaktım, tıpkı benimkine benzer tepkiyi.
Bu “erkekler güruhu şiddeti”nin yalnızca CHP’de değil , her partide var olduğunun bilincindeydim ama yine de CHP’ye yakıştıramıyordum. Oturum başkanı bir kadın olsaydı ya da delegeler arasında daha çok kadın bulunsaydı , durum farklı olmaz mıydı diye düşünmekten kendimi alamıyordum.
Daha çok kadın… Kurultayda 1 253 delege içinde kaçı kadındı dersiniz? Sadece 57 ‘si!
Yeni okumuştum “CHP Kadın Hareketi Bildirisi”ni ve sayılar olanca çıplaklığıyla gözümün önündeydi.
2002 Genel Seçimleri’nden sonra:CHP Kadın Milletvekili Sayısı:11, CHP Erkek Milletvekili Sayısı 167. CHP Milletvekili Kadın yüzdesi %6 , erkek %94...
2003 Yerel Seçimleri’nden sonra: CHP Kadın Anakent Belediye Başkanı Sayısı: 0 ; CHP Kadın İl Belediye Başkanı Sayısı: 0 ;CHP Kadın İlçe Belediye Başkanı Sayısı: 0 ; CHP Kadın Belde Belediye Başkanı sayısı yalnızca 5’di…
Şu sıralar başta Ka.Der olmak üzere çeşitli kadın kuruluşları , siyasette kadın temsil eşitliğini sağlamak için kota kampanyası yürütüyor. Ve elbet erkek egemen tüm partiler buna karşı çıkıyor. Ancak CHP kurultayı bir kez daha kotanın kaçınılmazlığını ortaya koydu.
Kurultay’daki olayları, tavırları , görüntüleri eğer bir tiyatro sahnesinden izleyecek olsaydım (buna erkeklerin kadınlar tuvaletini işgal etmelerini ya da kadınlar tuvaletine baskın yapmalarını da katabilirsiniz!) aman ne kötü bir metin, ne kötü bir mizansen , ne kötü bir oyunculuk der , tiyatrodan tüymeye çalışırdım…
Yeni okuduğum bir kitap , Esen Çamurdan’ın , Mitos- Boyut Yayınlarından çıkan “Şiddet ile Oynamak” adlı incelemesi bana bunu söyleten... Kitabın alt başlığı “Çağdaş Türk Tiyatrosunda Şiddet Görünümleri.” Altı yazarın (S.Kudret Aksal, M.Cevdet Anday, Adalet Ağaoğlu, Sevim Burak, Murathan Mungan ve Turgay Nar’ın) oyunlarında , üstü örtük, dolaylı şiddet olgusunun irdelendiği eser, tiyatroyla yakından ilgilenenler için eşsiz bir kaynak. Ancak tiyatroyu meslek edinmemişler için de farklı okumalar öneriyor; toplumsal ve bireysel şiddetin kaynaklarına , yansıyışına , ortaya konuşlarına ve sonuçlarına da uzanıyor.
Ünlü fotoğraf sanatçısı Sebastiao Salgado’nun deyişiyle açılıyor kitap: “Fotoğraflarınızı ait olduğunuz kültürle birlikte çekersiniz. “… Esen Çamurdan’ın son son sözü ise şöyle: “Gerçekten de , fotoğraflarımızı, Saldago’nun dediği gibi, ait olduğumuz kültürle birlikte çekiyoruz. Ancak , yalnızca fotoğraf çekmek de yetmiyor, fotoğrafı seyredenin katkısıyla birlikte bütünleniyor çerçeve.”
CHP Kurultayının fotoğrafı korkunçtu. Belki bir çok insanın seyretmeyi ret etmesi, çerçeveye katkıda bulunmak istememesindendi.
Kadın ya da erkek, siyasi partilerdeki bu “erkek şiddetine” son vermek için daha çok, hem de pek çok çalışmalıyız.
6 Şubat 2005
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler