Menü

Cennetle Cehennem Arasında…


15 Ocak 2006 - Zeynep Oral -

Aman, aman, aman, meğer öyle bir noktaya değinmişim ki, bir dokundum bin ah işittim…

Geçen haftaki Ali Sami Yen Stadı’nın çevresini saran “Cehenneme Hoş Geldiniz” afişiyle ilgili yazımdan sonra aldığım tepkilerden neye uğradığımı şaşırdım.

Önce iyi haber: Cumhuriyet’in spor sayfaları okurlarının kültür sayfalarını da okuyor olmaları… Gelen tepkilerin çoğunun benim düşünce ve duygularımı paylaşmaları, gündeme getirmek için geç bile kaldığımı belirtmeleri…

Sonra kötü haber: Çok ama çok kızanlar olması… Yani o lafın, o şiddettin tamamen kanıksanmış ve içlendirilmiş olması… Ne vardı bunu böyle büyütecek diyenler öyle çok ki… Acaba haksız mıyım diye düşünmeye başlıyorum…

Kimi yurtdışından örnekler veriyor, bu söylemin doğallığını kanıtlamaya çalışıyordu… Kimi bunu “ birespri, bir şaka” olarak görüyordu. (Artık nasıl bir mizah anlayışıysa…) En ilginç tepki ise bunun “basit bir metafor” olduğunu görmememi eleştiren ve bana Sartre’ın “Cehennem, başkalarıdır”; Mark Twain’in “İklim için cennete, arkadaş için cehenneme gidin” sözlerini anımsatan okurumunkiydi. Ah işte asıl metafor olarak ve şiddeti körüklemek için kullanıyorsak, daha da korkunç değil miydi!

Yazılarını keyifle okuduğum, spor otoritemiz Abdülkadir Yücelman , bayramın birinci günü yayınlanan “Cehenneme mi , Cennete mi?” yazısıyla içime su serpiyor. Beni destekliyor. Onun yazısından , Başbakan yardımcısı ve Spordan sorumlu Bakan Ali Şahin’in de “Cehenneme hoş geldiniz” sloganının “Cennete hoş geldiniz” diye değiştirilmesini savunduğunu öğreniyorum.

Anlaşıldı , bu işin peşini bırakmalı. Ben hala o yazıyı oradan kaldırmak ya da değiştirmek için , o ilanı verenleri, stadyum yetkililerini Ali Şahin’i, Şenez Erzik’i, Özhan Canaydın’ı, adlarını bilmediğim yetkilileri ve Şişli Belediyesi’ni göreve çağırıyorum…

Hayır, o yazı oradan kalkarsa ya da değiştirilirse, şiddet ortadan kalkmayacak… Bunu ben de biliyorum… Ancak…

Biz, insanlar, sözcükler aracılığıyla düşünürüz. Düşünceyi ifade etmenin aracıdır sözcükler. Çevremizdeki görüntüler, kullandığımız sözcükler, varoluş ve davranış biçimimizi belirler…

Haldun Taner söylerdi: Pis, ve çöp yığınlarıyla dolu bir sokaktan geçerken, siz de o sokağa bir çöp, sigara izmariti, buruşturulmuş kağıt, yediğiniz kestanenin kabuğunu atarsınız. Ama tertemiz bir sokaktan geçerken, oraya sigaranızın külünü bile silkemezsiniz…

Doğru derdi…

Bayram günlerinde, basına, televizyon kanallarına yansıyan hayvan katletme yöntemlerini ve görüntülerini gördükçe sergilenen vahşet karşısında sizlerin de dili tutulmadı mı? Bu mu Müslümanlık ? Bu mu Kurban Bayramı? İnşaat vinçlerine boyunlarından ya da ayaklarından asılmış hayvanların, keserlerle çocuk çocuğun gözleri önünde katledilmeleri mi? Sokaklarda , alanlarda hayvan kovalama mı? Çırpınan hayvanları balta darbeleriyle etkisiz hale getirmek mi?

Bu ilkelliğe, bu vahşete, bu şiddete, son vermek için bir yerlerden başlamamız gerek. Hem de bir an önce!

Ben, sözcük ve görüntü rezilliğinden başlamayı öneriyorum… Ya siz?

15 Ocak 2006- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.