Menü

Can'ın Güler'i; Güler'in Can'ı...


12 Ağustos 2010 - Zeynep Oral -

Türk şiirinin afacan çocuğu ... Her daim genç, her daim aşık, her daim bilge... Özgünlükte en hızlı koşan... Birikimlerde ve birikimlerden yararlanmakta ipi en önce gögüsleyen... Eleştiri oklarıyla kahkaha çiçeklerini sarmaş dolaş kılan... İsyanı , başkaldırıyı, baştacı eden.... Can Yücel’i 12 Ağustos 1999’da yitirmiştik.

Bugünlerde onun adına, onun için, çeşitli anma günleri toplantılar, kutlamalar düzenleniyor. Ben de Sevgili Can Yücel’i 43 artı 11 yıllık eşi Güler’in yazdığı bir yazıyla anmak istiyordum ki, bir de baktım, gazetenin kültür servisi benden önce davranmış, Güler’in mektubunu dün boydan boya yayınlayıvermiş!

Eğer içinizde gözden kaşıran olduysa, dünkü gazeteden mutlak okusun! Önceleri Güler’e “Can ile nasıl yaşıyorsun” diye ; sonraları ise “Can olmadan nasıl yaşıyorsun?”diye soranlara yanıt da aradığı harika bir yazı kaleme almış Güler Yücel.

“Sen Gideli…(1)” başlığını taşıdığına göre devamı gelecek demektir! En azından ben devamını bekliyorum.

Doğrusu, yüzyıllardır kadınlar şiirin yaratıcısı değil, nesnesi olmaya öyle koşullandırılmış ki , içlerindeki şiiri ve şairi ortaya çıkarmaya çoğu kez fırsat bulamamışlar. İşte dün Güler’in yazısını okurken, bir kez daha Güler Yücel’in içindeki gizli şairi keşfettim.

“Bizim evde şiir pişerdi, aşk pişerdi,… Harlı bir adamla şiir ve aşk ğişirmek kaç insana nasip olur? Düşünün ne kadar şanslı olduğumu…” diyen Güler’e , ben bu arada Can Yücel’in de ne denli şanslı olduğunu belirtmek istiyorum.

En sıkıntılı , en zorlu, en dertli bir zamanda hapisteyken bile kahkaha çiçekleri üretebildiyse Can Yücel , mutlak yanındakinden aldığı o sonsuz desteğin bilincindeydi şair.

Onun “Bi sen eksiktin ayışığı” başlıklı şiirini anımsamakta yarar var…

“Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri, / Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman'dan sonra /Sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik, /Başımızda pirensip sahibi bir başçavuş. / Niğde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz...

Bi sen eksiktin ayışığı / Gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!”

Belki de sokakta konuşan iki çocuğun diyaloğunda saklı şiiri yakalamak için de evdeki huzura ya da coşkuya gereksinimi vardı:

İşte “Üsküdar İskelesinde iki Lostracı Çocuğun konuşmasından”:

“Öyle bir gül atıcam ki size gelecek maçta / Âdem abim bilem tutamaz elleri yanar “

Can Yücel bir şiirinde “benim en güzel şiirim yaşamımdır” der...

Yaşamayı yaşamak istiyorum,demiştim, / Neylersin ki bu damda bu dem / Ayaklarımla uyaklarımda zincir, / Böyle topal koşmakla geçiyor günlerim, / Oysa -medhetmek gibi olmasın kendimi ama- /Yaşamım benim en güzel şiirim”

O söylüyorsa öyledir ama bir eksik söylemiş. Bence onun en güzel şiiri yaşamı ve ailesi!

Oğlu Yeni Hasan Yücel daha geçenlerde New York Tıp Akademisi’nin en önemli ödüllerinden birini kazandı. Bilim ve Teknoloji ekimizin tiryakileri ayrıntıları olumuşardır. Ben bu bahaneyle Hasan’ı kutluyor, kardeşleri Su ve Güzel’i kucaklıyorum.

Sevgili Güler, köyünde dolaşırken, resim yaparken, yazı yazarken, o davudi sesi, Can’ın sesini “ Güleeeeeeer” diye seslenen sesi duymaktan sakın vazgeçme.

Ve sevgili okurlar işte Can Yücel’den umutlu ışıklı dizeler: Adı “Yakın Tarih”

“Gün gelir bu işe millet de şaşar

Tam kurşun işlemez deminde karanlığın

Bir ateş böceğidir başlar.”

Haydi 12 eylülde başlasın o ateş böceği!

Cumhuriyet-  12 Ağustos 2010

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.