Canım Annem
10 Nisan 2020 - Zeynep Oral -
Benim canım annem… Bugün Anneler Günü diye sana sesleniyorum sanma… Sen “gittin gideli” seninle konuşmadığım gün yok! (16 yıl mı oldu? Yok canım daha dündü! Ama kimi zaman da öyle özlüyorum, öyle özlüyorum ki bin yıl oldu sanıyorum.) Hem biliyorsun zaten… Yaptığım her iyi, güzel, doğru şeyde senin payın var; yaptığım her yanlışta, senin eksikliğin…
Canım Annem şu günlerde yaşananları sana anlatmak çok zor…Ama çalışayım…
DOĞA KENDİNİ YENİLİYOR
Biliyor musun, senin sevgili kentin İstanbul’da bile artık kuş sesleri daha çok duyulur oldu. Sabahları kuş sesleriyle uyanıyoruz. Hava daha temiz. Sokağa çıkanlar daha rahat soluk alabiliyor. Çiçekler farklı açar oldu. Daha renkli , daha canlı… Bahar bütün haşmetiyle girdi İstanbul’a. Mor salkımlar, erguvanlar adeta çıldırdı…
Şaşacaksın ama Ortaköy, Kandilli, Karaköy ve Moda sahillerinden fotoğraflar geliyor, boğaz sularında yunusların yüzdüğünü gösteren… Artık Boğazlarda olsun, Haliç’te ya da Marmara denizinde olsun ve hiç kuşkum yok, göremediğim, gidemediğim tüm denizlerde de balıklar sanki daha rahat nefes alır oldu…
Hava daha temiz olunca, yıldızlar daha bir parladı. Nazım’ın deyişiyle güneş daha bir güneş gibi doğdu. Güneşin batışı, ayın doğuşu daha bir görkemli ayine dönüştü… Öyle ki, bugüne dek bunları fark bile etmeyen gözler, bunları görür oldu…
Kısacası, Doğa kendini yeniliyor canım annem…
YA İNSANLAR ?
Ya insanlar? İnsanlar kendilerini yenileyebilecek mi? Diye soruduğunu duyar gibi oluyorum anneciğim… Bu pandemi süreci bittikten sonra, (ki kolay kolay biteceğe benzemiyor) hani hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deniyor ya! Acaba?
İnsanlar bu yaşadıklarından ders alabilecek mi? Doğayı talan etmeyi sonlandıracak mı?
Kendi çıkarı, dinmeyen açgözlülüğü, doymayan işkembesi, bitmeyen hırsını birazcık denetleyebilecek mi?
Daha çok kazanç, daha çok güç, daha çok sömürü uğruna ormanları, vadileri, gölleri, akarsuları, kıyıları, dağları, meraları, dere yataklarını, ovaları hunharca yok etmekten vaz geçecek mi?
Hiç sanmıyorum, anneciğim. Kapitalist politikaların iflas ettiğini herkesin anlaması için bakalım daha ne badireler yaşanacak.
ÇELİŞKİLER ARASINDA
Canım annem, bugün Pazar… Ve iki ay sonra bugün bize ilk kez güneşe, sokağa çıkabilirsiniz dediler. Biz, yani 65 yaş üstündekiler. Ama farz et bir yokuşta oturuyorsun. O zaman nah çıkarsın sokağa!
65 yaşla, 90 yaşı ayni torbaya koyan… Ayrımcılığı yaş, cinsiyet, sınıf farkı üzerinden sömüren ve kışkırtan… Sokağa çıksan bile araca binmeni yasaklayan… Ücretli izni yok sayan … Hem evde kal, ama illaki çalış diyen… Şu salgın günlerinde halk sağlığını değil, iktidarda kalma yollarını düşünen bir yönetim egemen…
Canım annem tepeden tırnağa çelişkiler ve belirsizlikler içinde yaşamayı sürdürüyoruz.
İlkesel olarak hükümetin tavrı ilk günden beri hiç değişmedi: “Ya bendensin ya da düşmanımsın! “ düşüncesi her zamankinden daha egemen!
Biat eden, infaz yasasından yararlanıp hapisten çıktı; etmeyenler hala içerde…
AKP Belediyelerine her şey serbest, muhalif Belediyelere her şey yasak. Yardımlara ve halk sağlığına yönelik her adım yasak. Yoksulluğa çare aramak dahi yasak!
Medya’da muhalif olanlara her türlü hakaret ve küfür edebilirsin , hatta ölümle tehdit edebili; hedef gösterebilirsin. Ama zinhar AKP’lileri eleştiremezsin! Eğer eleştirmeye kalkarsan, hesap soracak olursan, “darbeci” diye lanetlenirsin…
İşte Canım annecim buralarda durumlar böyle…
Seni çok özledim. En çok kokunu… Bir de kucağına koyduğum başımda, saçlarımı okşamanı…
10 Nisan 2020
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler