Menü

Çalışmak "Fuhuş" Devrimler "Eşeklik!


07 Aralık 2014 - Zeynep Oral -

Bu yazıyı yazdığım sırada (Cumartesi sabahı) Antalya'da adına "Eğitim Şurası" denilen kepazelik devam etmekte, Genel Kurul kararlarını henüz bilmiyorum. Tüm öneriler kabul edilirse olacaklar şöyle:

- Ana okulda "milli değerler eğitimi"

- "Din kültürü" (yani bizdeki Sünni din dersleri) 4 değil, 1. sınıftan başlayacak

- Liselerde mecburi Osmanlıca dersi konacak

- Seçmeli "Kuran ve peygamberin hayatı" haftada ikiden altı saate çıkacak.

- "İnsan Hakları -Vatandaşlık- Demokrasi" dersleri kaldırılıp rehberlik programına alınacak.vb.

Bu öyle bir "Eğitim" şurası ki nasıl ileri değil, nasıl geri gidilir diye günlerce tartıştı....

Bu arada: "Orion" uzayda deneme yolculuğuna önceki gün başladı. Dünyanın çevresini iki kez dolaşacak altı kişilik bir uzay aracı. Dünya bunu "Mars'a yolculuk resmen başlamış sayılır" diyerek alkışlıyor!

GÖZÜ DOYMAMIŞ ERKEK

Dünya nereye biz nereye demek için geç kaldık. Sosyal Doku Vakfı kurucusu Nureddin Yıldız açıklamış:

"Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü."

Bir başka haber Meclis çatısından : "Hamileler sokağa çıkması" önerisiyle tanınan Ömer Tuğrul İnançer TBMM'ne konferans vermeye davet ediliyor. Konferansında Cumhuriyet İnkilaplarono "köpekleştirme" diye niteliyor ve anayasaya aykırı olduğunu açıklıyor.

YATAK ODASINDA TELEVİZYON YASAĞI

Çarpıcı bir tanıklık bir okurumdan Hamiyet Asan'dan geldi:

3 Aralık'ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Salonunda Müftülüğün "Mutluluk" konulu bir eğitim programına öğretmenlerin öğrencileriyle birlikte katılabilecekleri söyleniyor. Okurum da katılıyor:

"Eğitimci Pedagog olarak tanıtılan kişi sahnede ,‘ben size rol - model dediğimde siz peygamber diyeceksiniz’ dedikten sonra ön sıradaki dinleyiciyle ilk uygulamasını yaptı. Kendisi rol –model dedi ve dinleyici de peygamber diye cevap verdi. 30 dakika süren sunumda her 3 - 4 dakika da bir salonda oturan bir kişiye komut vererek rol - model ve peygamber ritüeli devam ettirdi."

"Mutluluk" yani kadına düşen görevleri örneklerle açıklamış pedagog eğitimci.

Örneğin 60 yaşında bir kadın kocasından dayak yemiş. Kocası sevdiği diziyi izlemesine müsaade etmemiş. O da komşusuna gitmiş, orada izlemiş. Komşusunun kocası da evdeymiş. Komşusunun kocası evdeyken gidip dizi izlemesi doğru bir davranış mı? Yani durduk yerde dayak yememiş bu kadın.

Eğitmenin önerisi: Kocasından şiddet gören kadınlar onları Allaha havale etmeli. Nasılsa öteki dünyada Allaha hesap verecekler....

Başka bir öneri: Aileler kızlarını evlendirdiklerinde onlara maddi destekte bulunmamalı. Bu bazen kocanın eşine çok masraf ediyorsun dediğinde sorun yaratabilir. Çünkü kadın eşine sen karışamazsın ben babamın parasını harcıyorum der. Yani kadının üzerindeki söz hakkı, baba ile kocayı karşı karşıya getirir.

Bir başka öneri: Yatak odanızda televizyon olmamalı. "Çünkü televizyonu açtığınızda odanıza Amerikalıları, transseksüelleri ve Yahudileri alıyorsunuz".

Okurum, eğitimci sosyolog: "Bu ne demek oluyor, siz Yahudileri kötü örnek olarak nasıl gösterirsiniz" diye tepki gösteriyor konuşmacı acele özür diliyor; O tepkisini sürdürüyor: " Bir eğitim kurumunda transseksüeller, Yahudiler diyerek ayrımcılık nasıl yaparsınız!"

Bunun üzerine okul dışından getirilen ve salonun yarısından fazlasını oluşturan kadınlardan biri ‘özür diledi ya’ diyor ve sunum devam ediyor.

İşte artık Türkye'mizde eğitim böyle! Yetmez ama... Geleceğimiz devlet eliyle can çekişiyor!

Talat Halman, geride sonsuz bir boşluk bıraktı.Yokluğunu , eksikliğini hep hissedeceğim. Bilime , edebiyata katkısını, dünyaya yansıttığı Türkiye'nin gülen ve aydınlık yüzünü; içe dönük hüznünü, dışa vurduğu ironisini ve neşesii çok özleyeceğim. Yakınlarına sevenlerine sabırlar diliyorum.

Cumhuriyet- 07  Aralık 2014

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.