Bugün Pazar…
29 Mart 2009 - Zeynep Oral -
Bugün Pazar… Bugün Seçim var… Bugün seçim yasakları var…
Çaresiz, yasaklara uyalım, daldan dala atlayalım…
“Bugün Pazar” sözcükleri bana hep Nazım Hikmet’in 1938’de Ankara Merkez Komutanlığı Cezaevi’nde yazdığı ünlü şiiri getirip içime yerleştirir.
“Bugün pazar. / Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. / Ve ben ömrümde ilk defa / gökyüzünün bu kadar benden uzak / bu kadar mavi/ bu kadar geniş olduğuna şaşarak / kımıldamadan durdum. / Sonra saygıyla toprağa oturdum,/ Dayadım sırtımı duvara./ Bu anda ne düşmek dalgalara / bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım./
Toprak, güneş ve ben... / Bahtiyarım.”
Her okuduğumla, hüzünle huzuru, acıyla sevinci, sabırla sabırsızlığı, dünya nimetleriyle yüreğin büyüklüğünü bana bir arada hissettiren şairin en sevdiğim şiirlerinden biri…
İki gün önce 27 Mart dünya tiyatro günüydü. Çeşitli etkinlikleri, bu güne ilişkin yayınlanan uluslar arası, ulusal ve alternatif bildirileri bu sayfalarda okudunuz…
Aynı gün en anlamlı olaylardan biri Taksim’deki protesto mitingiydi . AKM’nin on aydır üzerine bir çivi dahi çakılmadan kapalı tutulmasını hangi mantık nasıl açıklayabilir bilemiyorum…
Hayati Tabanlıoğlu’nun eserinin yenilenme görevi, baba mesleğini sürdüren gençlere, Tabanlıoğlu Mimarlık bürosuna verildi tamam. Çalışmalar niye başlamadı? Madem başlamayacaktı AKM neden boşaltıldı? 2010’a yetişmesi hala söz konusu mu? Taksimin ortasında yükselen, kültürel belleğimizin bir parçası olan o “ölü evi”, o “hayalet ceset”rant ve politikaya alet edilmekten kurtulabilecek mi?
Aklımda binlerce soru…Yüreğimde bir dilek: Her kim oraya ne yapacaksa, dilerim önce Yekta Kara’yla konuşur, görüşür, tartışır…Nedenini açıklamam bile gereksiz… Elbet hala oranın Kültür Merkezi, opera ve konser salonu olması söz konusuysa…
İki gün sonra… (Yekta Kara deyince aklıma geldi) 31 Martta Lütfi Kırdar Salonunda “Leyla Gencer – Bir Kutlama” balıklı dev bir konser var. Evsahipliğini Yekta Kara yapıyor. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı karizmatik şef Sascha Goetzel yönetiyor. Bugüne dek Gencer yarışmalarında ödül kazanmış yetenekler solist olarak katılıyor. Leyla Gencer’in repertuarından seçilen aryaları Nino Machidze (soprano), Perihan Nayır (soprano), Ezgi Kutlu (mezzosoprano), Taylan Memioğlu (tenor), Victor Rud (bariton) gib bir araya kolay kolay gelmeyecek sanatçılardan dinleyeceğiz.
“Kutlama” nitelikli gecenin bir de sürprizi var : Leyla Gencer’le ilgili yeni bir mini film izleyeceğiz… Sakın kaçırmayın!
Daldan dala atlamalar bitmiyor. Leyla Gencer’in ölümünden sonra, Kültür Bakanlığı, birinci ölüm yıldönümüne (10 Mayıs’a) yetiştirmek üzere bir kitap ısmarladı. Editörlüğünü ben yapıyorum. Yaklaşık 15 yazar / müzik eleştirmeni özgün yazılar yazdılar … Arada merak edip, ne oluyor diye ilgili birimlere soruyorum. Meğer iki aydır “ihale süreci” devam ediyormuş… Eh ihale olmadan kitap olamıyor… İhale neden iki ay sürer ? Çünkü bürokrasi… Bürokrasiyi ihale etsek, o da olmaz… Sanata ihale, ihaleye sanat karıştırmak tam bir bulamaç… derken… Peki nasıl yetişecek, bir ay on gün kaldı Gencer’in ölüm yıldönümüne?
Dert ettiğim şeye bak! Türk dediğin dünyaya bedeldir. Son anda öyle ya da böyle yapıveririz, ihaleleri de, kitapları da…
Bugün Pazar… Daldan dala atlarken, bir dala daha uzanıverdim ve elime Murathan Mungan’ın yeni şiir kitabı “Bazı yazlar uzaktan geçer” kitabı (Metis Yayınları) geldi. Kapak tasarımını da çok sevdim. Sadık Karamustafa’nın …Daha önce yayınlanmış “Yaz Geçer” zaten başucumda durur, ona her daim uzanırım. Hani, “Ben sende bütün aşklarımı temize çektim” dediği “Yalnız bir opera” şiiri de o kitaptadır.
Yaza şurada ne kaldı. Daha uzaktan geçene uzanmayıp da ne edeceğim. Damıta damıta, sindire sindire, kah gülümseyerek kah hüzünle bir kez daha sonsuz tat alarak okudum.
İşte sizlere de tadımlık bir örnek: “Bir söz, Akşam” başlıklı şiir:
“Gençlik icabı sever kimileri / film icabı sever/ iniyor akşam gibi üstüme/ Sokrates’in bir sözü: / Kimse yaşlı bir erkek gibi sevemez./ Gençken anlayamadıkların / akşamın başlangıcı.”
Yaşamınızda biraz yer açın: Şiire, müziğe, tiyatroya ve aşka… Seçim günü bile olsa…
Cumhuriyet- 29 Mart 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler