Bugün Dünya Şiir Günü: Şiirsiz kalmayın!
21 Mart 2008 - Zeynep Oral -
Ne zamandır, başucumda iki kitap... İçim çok acıdığında, ülkemle ilgili endişelerim arttığında, tünelin ucunda hiçbir ışık göremediğimde sarılıyorum bu iki kitaba. Biri Ataol Behramoğlu'nun "Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar" ; öteki Cevat Çapan'ın "Şiir Çevir Denize At" ... İkisi de Cumhuriyet Kitapları'ndan kısa bir süre önce çıktı.
Ataol Behramoğlu'nun 50 yıllık şiir yazma serüveninden seçilmiş 100 şiiri bir araya getiren "Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar"ın sayfaları arasında dolaşırken, sanki kendi bireysel tarihime de kuşbakışı bakıyor gibiydim... Arka fonda hep bu ülke vardı... Farklı dönemlerden, farklı duyarlıklardan, farklı birikimlerden damıtılmış dizelerin ortak yanı ise her daim genç, her daim aşık, her daim direnişte olmalarıydı!
Cevat Çapan'ın "Şiir Çevir Denize At" kitabı ise otuz bir ülkeden 74 şairin yüzlerce şiirini içeriyor. Cumhuriyet Kitap ekinde her hafta "Şiir Atlası" sayfalarında zaten bizlere uzak coğrafyaların sesini, soluğunu, nabzını duyuran Cevat Çapan, bu seçkiye sadece kendi çevirdiği şiirleri seçmiş. "Denize düşen şiire sarılır" misali, Çin'le Nikaragua, Estonyta ile Peru arasında gidip gelirken, bir şairin, başka ülkelerin şairlerini çevirmesine "çeviri" demenin güçlüğünü görüyorum. Çeviri değil, "yeniden söyleyiş" bunlar. Uazk sesleri kendi sesiyle yakınlaştırararak yeniden söylüyor Cevat Çapan.
Erdal Öz Anısına
Erdal Öz, benim kuşağımı en çok etkileyen yazarlardan biri. Onun öyküleriyle, yüreğimizle aklımız arasında köprüler kurduk, duyarlığımızı ve direncimizi biledik. Adına konan ödül geçen hafta sahibini buldu.
"Erdal Öz Edebiyat Ödülü" nün ilki şair Gülten Akın'a verildi. Can Yayınları ve yazarın ailesi tarafından kurulan Ödülün seçici kurulu Tahsin Yücel, Doğan Hızlan, Cevat Çapan, Jale Parla, Nüket Esen, Semih Gümüş ve Celâl Üster'den oluşuyordu. Ödül gerekçesi şöyle belirlenmişti: "Çağdaş Türk şiirinin günümüzde ulaştığı düzeyi yansıtma niteliği, şiire verdiği emek ve son yıllarda kendi şiirinde yarattığı yenilikler nedeniyle Gülten Akın'a verilmiştir." Ödül töreni, Erdal Öz'ün doğum günü olan 26 Mart'ta Pera Müzesi'nde...
Bu sayfanın devamlı okurları benim Gülten Akın tutkumu bilir. (Hatırlamak isteyenler "O Güzel İnsanlar" kitabıma bakabilir!) Kimselerin durup ince şeyleri anlamaya vakti yokken, Gülten Akın bize yani insan olana sorumluluğumuzu dizelerle anlattı. Ondan öğrendim ötekini okumayı, derinde dipte duranı...
Şimdi yeniden Gülten Akın okuma zamanıdır derken Can Yayınları'nın şiir atağına dikkati çekmek istiyorum. Kısa bir süre önce "Dünya Şiiri" başlığı altında on kitap yayınladılar. (Yerim az tümünü sıralayamam.) Benim gibi Robert Desmos delisiyseniz ya da Paul Auster'in şiir yazdığını bilmiyorsanız yararlanabilirsiniz... Kim demiş kadın şair az diye? İşte Sappho, işte Anna Ahmatova ve Furuğ...
Unutmayın, bu ülkenin şiir tadına daha çok varabilmek için, dünya şiirini de tanımak kaçınılmaz.
Ahmet Oktay Birikimi
PEN Şiir Büyük Ödülü ise bu yıl yazın ustası, şiir ustası Ahmet Oktay'a verildi.
Ahmet Oktay yalnız kendi yazdığı şiirlerle değil, şiir üzerine, edebiyat üzerine yazdıklarıyla, incelemeleriyle eleştirileriyle de genç kuşakların önünde ufuklar açtı. Hem bu ülkenin hem dünya şiirinin içimizde yer etmesine katkıda bulundu. Bugün hepimizin şiir birikimde onun payı olduğuna inanıyorum.
Dünya Şiir Günü Bildirisi'ni de Ahmet Oktay kaleme aldı bu yıl. Bu akşam İtalyan Kültür Merkezinde yapılacak etkinlikte mutlak okunacaktır ama ben son parafrafı burada sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Küresel kapitalizm imgeler alanını, yani sanatsal alanı da sömürgeleştirmiş bulunuyor. Ama şiiri halâ sömürgeleştiremedi ve Pazar Ekonomisi'ne eklemleyemedi. Magazinel edebiyat basını, şiiri halâ manşet yapamıyor ve ayağa düşüremiyor. Nietzsche "çekiçle felsefeyapmaktan" söz etmişti.
Şair, halâ çekiçle yazabiliyor."
Evet şair ve şiir hala direniyor. İyi ki direniyor.
Anımsayın ne diyordu Ceyhun Atıf Kansu: "Şiir yazılan bir ülkeden umut kesilmez!" Öyleyse mücadeleye ve direnmeye devam...
Eskimeyen Prangalar
Dünya şiire gününü şiirsiz kapatmayalım: Metis Yayınevi 40. yıldönümünde (1968-2008) Ahmet Arif'in "Hasretinden Prangalar Eskittim" kitabını özel basıp yayımladı. Kuşaklar boyu ağızdan ağıza, dilden dile, yürekten yüreğe yayılan o şiirler Ahmet Arif'in ilk ve son kitabını oluşturdu. İşte ölümsüz kitaba adını veren şiir:
"Seni anlatabilmek seni. /İyi çocuklara, kahramanlara. /Seni anlatabilmek seni,/
Namussuza, halden bilmeze, /Kahpe yalana. /Ard- arda kaç zemheri, / Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu / Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... / Bir ben uyumadım, /Kaç leylim bahar, /Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, /Bir o yana / Bir bu yana... /Seni bağırabilsem seni, /Dipsiz kuyulara. /Akan yıldıza. /Bir kibrit çöpüne varana. /Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. /Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, / Yitirmiş öpücükleri, /Payı yok, apansız inen akşamdan, / Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, /Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır / Üşüyorum, kapama gözlerini..."
Cumhuriyet- 21 Mart 2008
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler