Bugün...
12 Eylül 2010 - Zeynep Oral -
Bugün 12 Eylül 2010...
30 Yıl Önceydi...
Sevgili Okurlar, bugüne dek ne çok, ne çok 12 Eylül yazısı yazdım! Hele hele 12 Eylül günü benim yazı günüme rastlıyorsa fırsatı hiç kaçırmadım.
80’li yıllarda direnmek için (evet evet, direnmek için) yazdım. Yasakları ne denli zorlayabilirim; satır aralarına neler sığdırabilirim diye yazdım. İçerdekilere “yalnız değilsiniz” duygusunu verebilmek için yazdım. Onlara güç vermek ya da bir an için olsa dahi, gülümsetebilmek için yazdım... 1402’liklerin haklarını aramak, onlara destek verebilmek içim yazdım...
90’lı yıllarda, “12 Eylülleri” sorgulamak için, hesap sormak için yazdım! İşkenceden geçmiş, yakınlarını yitirmiş olanların acısını dindirebilmek için yazdım. İşini kaybetmiş, ülkesinden olmuş, sürgüne mahkûm ya da vatandaşlıktan atılmış insanlarla dayanışmak için yazdım...
2000’li yıllarda “Unutmayın!” diye yazdım. 12 Eylül’ün bilançosunu, getirdiği yıkımı, yok ettiği birikimi, neden olduğu zararı, geleceğimize yönelik tehditlerini anımsatmaktan hiç vazgeçmedim! “Unutmayın ki, bir daha olmasın!” diye yazdım... “Unutmayın ki hesap sorabilesiniz!” diye haykırmak için yazdım...
Bugün 12 Eylül 2010... 12 Eylül’ün 30. yıldönümünde nedense benim içimden 12 Eylül’e ilişkin bir şey yazmak gelmiyor!
“Nedense” sözü doğru değil aslında. Siz okurlar bal gibi nedenini anlıyorsunuz... Bu konudaki yazılar şu son dönemde öyle kirlendi ki! O pis koku yazmamı engelliyor!
“Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...”
“Bugün 12 Eylül” yazısı yerine, “Bugün Pazar” yazısına kattığım dizeler için Nâzım Hikmet’e sonsuz teşekkürler.
Önceki akşam, Bodrum Yarımadası’nda, Gündoğan koyunda, tam limanın orada, denize uzanmış bir iskeledeydim. Bir yanda kitap stantları, bir yanda konuşmacılar için hazırlanmış bir masa ve önünde sıra sıra oturma yerleri. O iskele akşam boyunca doldu taştı. İskemleler doldu, yerler doldu, kitapların önü arkası doldu, millet ayakta dinledi, sordu, söyledi. Konuşmacılar Ümit Zileli ve bendik... Konuşmalardan sonra kitaplarımızı imzaladık, duyguları düşünceleri paylaştık.
Neler mi konuştuk? Söyleyemem, bugün referandum yasakları var!
Gündoğan Kültür, Turizm ve Sanat Derneği Derneği ile Bab-ı Ali Kitabevi’nin düzenlediği Kitap Fuarı çerçevesinde, coşku, heyecan dolu, aklımdan ve yüreğimden hiç çıkmayacak bir akşam yaşadık. Derneğin Başkanı Mustafa Kemal Ulusu ve kitabevinin sahibi, yöneticisi Fatih Bozoğlu iyi ki varsınız!
Ertesi gün oy kullanmak için İstanbul’a uçtum.
Bugünün gelmesini sabırsızlıkla beklerken, cuma günkü gazetede “Gümüşlük Mucizesi” yazımda, sahneyi yansıtan o güzelim fotoğrafları çeken Sinan Göksel’in imzası unutulduğu için kahroldum! Sanatçıdan özür diliyorum ve fotoğraflarını zamanında bana yetiştirdiği için huzurunuzda teşekkür ediyorum.
Sonunda bugün geldi...
Bugünün sonunda da, duygularda düşüncelerde, ama aynı zamanda sükûnette buluşmak üzere... Mutlak ve mutlak sükûnette, sağduyuda, diyalogda...
Cumhuriyet - 12 Eylül 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler