Bu arada çocuklar öldü...
01 Kasım 2019 - Zeynep Oral -
Anlı şanlı medya "Büyük zafer" , "Sahada da, Masada da kazandık"; "Türkiye Dik Durdu; Haçlı Diz Çoktü" diye naralar atarken; kimileri ateşkese bozuldu; kimi Trump'a ders verdiğimize inandı. "Şimdi sıra Putin'de"; "Süpürme yetmez, bu işi bitirelim" diyenler oldu; kana bir türlü doyamayanlar oldu; dünyayı dize getirdiğimize inananlar oldu... Kantarın topuzu öyle bir kaçtı ki, Erdoğan bile "Ne zafer, ne yenilgi" diyerek yandaş medyayı uyarmak ve ayar vermek zorunda kaldı...
Bu arada çocuklar öldü.
Bu arada Çanakkale'de 74 yaşındaki Ekrem Yaşlı, hastanede eşiyle Kürtçe konuştu diye bir saldırıya uğradı. Darp edildi ve kafasına 20 dikiş atıldı. En çok toplumsal barış yara aldı.
Bu arada Trump'ın aşağılayıcı , küstah mektubu cevapsız kaldı; yok sayıldı..
Bu arada kimi bakanların (T.C. Bakanlarının) A.B.D. deki mal varlıklarının dondurulması şimdilik unutuldu.
Bu arada A.B.D.'nin berbat ekonominizi daha da mahvederim tehdidi şimdilik durdu.
Bu arada ekmek daha ucuza satılmadı. Zamlar geri çekilmedi.
Bu arada çocuklar öldü.
Bu arada dengesini yitirmiş Trump'ın "Okul bahçesinde çocukların kavga etmesine izin vereceksiniz; bir süre kavga ederler sonra da ayıracaksınız" sözünün dehşeti, rezilliği korkunçluğu, iğrençliği ve ahlaksızlığı, sadece çocukları ölen anneleri, aileleri değil; insan olan herkesi yaraladı.
Bu arada o çocuklar okulda, okul bahçesinde değil ateş altındaydı. Cephedeydi, dağdaydı, ovadaydı, çöldeydi. Ateş hattında, bombalar altındaydı. Öldüler, öldürdüler, öldürüldüler. Onlarla birlikte sevdikleri, sevenleri de öldü.
Bu arada ABD'nin Ortadoğu petrolünü; bizim ise İŞİD'i güvence altına aldığımız açıklandı.
Bu arada "Türkler sivilleri bombalıyor" propagandasıyla, tüm dünyanın nefretini kazanmış olduk.
Bu arada iktidarın, kaybettiği belediyelere karşı düşmanlığı; vazgeçmediği ayırımcılık ; adaletin hak ve hukukun yokluğu örtbas edildi...
Bu arada savaşa hayır demek, hala suç sayıldı..i.
Bu arada çocuklar öldü. Adlarına ne derseniz deyin, çocuklar ödlü.
Bu arada onları geri getiremeyiz; parçalanmış bedenlerini, yaralarını sarıp sarmalayıp hayata döndüremeyiz. Özür dilemek için de artık çok geç. Sadece mekanları cennet olsun diyebiliriz...
ŞEHİTLİK
Bu arada Oktay Rıfat'ın "Şehitlik" adlı şiirini belki bin kez okudum. Sizlerle de paylaşıyorum:
I
"Ben bir bahriye neferiyim
Gözlerimi balıklar yedi
Görmek ve ağlamak bitti benim için
Uzun boylu adamdım sağlığımda
İnanmazsanız elbiselerime bakın
Biri diyor ki ben de askerim
Ne farkım var öteki ölülerden
Eskiden evlerde otururduk
Dışında kaldık bütün kapıların
Şimdi duvardan geçiyoruz
Biri de diyor ki
Uzunluğuna kollarımın hâtırası
Hâlâ başım ağrıyor
Yalan hepsi bunların inanmayın
Biz yokuz diyor bir başkası
II
Akraba ölülerin kılığında geliyorlar
Kolayca girmek için odama
Bir bakıyorum amcam kardeşim
Bir bakıyorum Polonyalı bir gedikli çavuşu
Hemen de konuşuyor
Bir kızım vardı beş yaşında
Ölmüş şimdi beraberiz
İçi sıkılıyor burada
Ellerini Varşova'da unutmuş
Çember çeviremiyor
20 EKİM 2019
Ve bir ses
Ne patates çapalamak
Ne taş kırmak
Ne de yük taşımak pazara
Burada rahatım iyidir
Biri de karısını merak etmiş
Evden haber soruyor bana
Üstümden kaputumu aldılar
Öldüğüm zaman
Üşüyorum
Önümüz de kış
Sonra bir ağızdan konuşuyorlar
III
Bir bardaktan su içiyoruz
Birlikte yemek yiyoruz akşamları
Kimisi sevgilimize âşık
Kimisi evlât olmak istiyor anamıza
Sebepsiz gidip geliyorlar vapurlarda
Tramvayda aramıza giriyorlar
Yeniden uzun uzun yaşamak istiyorlar
Bizden ayrılmadıklarına bakılırsa"
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler