Menü

Bir utanç daha: Muazzez İlmiye Çığ Davası


24 Eylül 2006 - Zeynep Oral -

Beni kendime getiren iki gün önce Orhan Birgit’in Cumhuriyet’teki yazısı oldu.

“Elif Şafak Davası” başlıklı yazısında , hızlı beraat kararı veren yargıcı kutladıktan sonra, 301. maddeyi irdeliyor, kamu oyunun haklı duyarlığını övüyor, sonra Muazzez İlmiye Çığ için açılan davayı gündeme getiriyor ve “Ya 301 dışındaki maddeler? Mesela 216 ve 218?” diye soruyordu…

Birden içime bir bıçak saplandı. Muazzez İlmiye Çığ’a karşı açılan utanç verici dava üzerinde tek satır yazmamış olmanın ayıbıyla tutuştum.

Muazzez İlmiye Cığ, (doğumu 1914) ülkemizin en verimli bilim kadını.

Bugüne dek yazdığı 13 kitap ve sayısız makale, incelemeyle, Sümer ve Hitit Uygarlıklarına ışık tuttu. Çiviyazılı belgeler arşivinin oluşmasında payı çok büyük.

Tabletlerdeki yazıları kitaplara dökerek, uluslar arası bilim dünyasına bunları sundu.

Dünya çapında ünü, belki de bizdekinden çok daha büyük oldu. Arkeoloji Müzesinden emekli olduktan sonra da çalışmalarını sürdürdü. Bu eşsiz Sümerolog, bilimsel çalışmaları kadar, popüler eserleriyle de bilimle yaşam arasında sımsıkı bir bağ oluşturdu.

Muazzez İlmiye Çığ, 92 yaşında. Geçen yıl yazdığı “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabı Kaynak Yayınları’ndan çıktı. Bu kitapta kimi söyledikleri birilerini fena halde sinirlendirmiş olmalı ki, önce şikayet , ardından dava geldi.

Çığ ve kitabın yayıncısı İsmet Öğütçü’yü şikayet eden İzmir Barosu Avukatlarından Yusuf Akın… Bana gülünç gelen şikayet, itibar gördü ve Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca Ceza Yasası’nın 125. ve 216. Maddeleri gereği dava açıldı. Çığ ve Öğütücü’nün 9 aydan 1 yıla kadar hapsi isteniyor.

TCK’nin 125. maddesi , “kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret”i içeriyor. TCK’nin 216. maddesi ise “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama”yı…

Şimdi, Muazzez Cığ’ın , bu “suç”ları nasıl işlediğini merak ediyorsanız, işte orası daha da gülünç: Kitabında yazar, başörtüsünün ilk olarak Sümerler’de genelev kadınları tarafından kullanıldığını yazmış, başörtüsünün kökenlerine inmiş. . Üstelik “Bunu ben değil, tarih söylüyor” diye de açıklıyor.

5000 Yıl öncesinin, çok tanrılı Sümerler’inde bile baş örtülü kadınların “namusu”undan kendine vazife çıkaran dini bütün bir erkek , bu işte , günümüz türbanına “kutsal değerlere hakaret” görmüş, kendine yönelik “tahrik , aşağılama” hissetmiş olacak ki, basmış şikayeti! Ardından dava!

xxx

Tamam 301. maddeyi değiştirmek, afakilikten kurtarmak için uğraşalım. Ama daha yüzlerce madde var. Bu abuk sabukluklara daha ne kadar tahammül edeceğiz? Türkiye’nin bu davalardan hem içte hem dış dünyada gördüğü zarardan nasıl kurtulacağız? Elif Şafak, Muazzez İlmiye Çığ, Hırant Dink, Orhan Pamuk ve daha nice yazara, gazeteciye açılan her davanın sadece Türkiye’yi ve bu güzelim ülkenin insanlarını yıprattığını ; baskı, şiddet ve çağdışılık dişlileri arasında ezip yok ettiğini nasıl kavrayacağız?

Elif Şafak beraatine sevincim, ya bundan sonra, şimdi hangi davayla kahrolacağız, rezil olacağız (en başta da kendimize rezil olacağız!) ; ülkemizi milletimizi hangi davayla yeniden küçük düşüreceğiz vb. gibi sorularla deliniyor günlerdir.

Bilmez değilim. Önce kafalar değişmeli. Zihniyet değişmeli. Ama o güne kadar düşünce özgürlüğünü “görecelikten” kurtarmak için yasalarda düzenlenme yapmak kaçınılmaz. Her “tahrik” olan, kendini her aşağılanmış hisseden, olur olmaz şikayet edecekse, bize sağduyulu savcılar, yargıçlar gerek. Her mahkemede, her duruşmada bir linç tehdidi yaşanacaksa daha da çok gerek.

Umarım, bilim kadını Çığ’ya açılan dava da , “suç unsuru oluşmadığı” için, savunma bile beklenmeden beraatla sonuçlanır.

Elif Şafak ve tüm ailesine geçmiş olsun diyor, bebeğini kutluyorum. Düşüncenin, düşüncesini ifade etmenin, yazmanın, roman yazmanın, yaşamanın, bunca zor, bunca acımasız, bunca hoyrat, bunca şiddet sarmalında olmadığı bir ortamda yaratıcılığını sürdürmesini diliyorum.


Cumhuriyet- 24 Eylül 2006

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.