Benim Tuhaf Ülkem
04 Mart 2010 - Zeynep Oral -
Tuhaf bir ülkede yaşıyoruz. “Tuhaf” sözcüğünü, başka sözcükler kullanmamak için seçtim…
İnanın, çelişkileri çözmeye çalışmaktan, vazgeçtim çözmeyi, anlamaya çalışmaktan gün boyu öyle büyük çaba harcıyorum ki, akşama yorgun düşüyorum!
Yapıcılığa, yaratıcılığa ayırmamız gereken zamanı sadece olayları, kavgaları, tartışmaları, savları, suçlamaları, savunmaları kavramaya harcar oluyoruz… Harcadığımız zaman değil yalnızca. İlgiyi, emeği, çabayı da harcıyoruz. Son haftalarda bunlar iyice birikir oldu.
İşte birkaç örnek:
Hem döver hem okşar
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile Turkcell’in ortaklaşa yürüttüğü on yılda 20 bin kız öğrenciye eğitim olanağı sağlayan Kardelenler Projesi, New York’ta BM’de (Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu tarafından) “örnek proje” olarak seçildi, tanıtıldı. Törende Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf da güzel güzel konuştu… Oysa aynı devletin emniyet güçleri kısa bir süre önce aynı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin şubelerine baskın yapıyor, üyelerini sorguya çekiyor, tüm evraklarına el koyuyor, yardakçı basın bu müdahaleyi alkışlıyor; vazgeçtim dernek üyelerini, bu projeden yararlanan “Kardelenler”i bile suçlayabiliyordu!
Hani kadınlar vardır, “Kocamdır, sever de döver de” der ya… Kimse kusura bakmasın, “Devletimdir, hem döver, hem okşar” diyemiyorum…
Ahlak nerede başlar, nerede biter
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, çok kısa bir süre önce dizilerdeki erotik sahnelerden “irite olduğunu” yani rahatsız olduğunu açıklamıştı. Bakan’a göre bu sahneler hem “muhafazakâr aile yapımıza” aykırıydı, hem de “değerler sistemimizin erozyona uğramasına” yol açıyordu. İşte “muhafazakâr yapıyı” korumak için, RTÜK’le birlikte “Ebeveyn İzleme Kurulu” oluşturma çalışmalarına başlamıştı.
Doğrusu bunları okuyunca çok şaşırdım. Bugüne dek siz Bakan Kavaf’ın, örneğin Adıyaman’da aile meclisi kararıyla kümese gömülüp öldürülen 16 yaşındaki Medine ile ya da Medine’yle aynı kaderi paylaşan başka kız çocuklarıyla ilgili hiç konuştuğunu, yorum yaptığını, bu ahlaksızlığa engel olmak için çalışma başlattığını falan duydunuz mu? Ya da ülkemizde, çok hem de çok yaygın olup da hakkında hiç ama hiç konuşulmayan, “yokmuş” gibi yapılan “ensest”le ilgili çalışma başlattığını?
Ben duymadım. O nedenle ahlak nerede başlar, nerede biter, değer ölçülerimiz nedir, bu ülkenin tüm bakanlarının bir eğitim almaları gerektiğine inanıyorum.
Kültür Bakanlığı Yayınları neden satmaz
Bu yazı burada bitecekti, ancak okurlara bir özür borcum var, o nedenle bitemedi.
Geçen hafta Adana’da kendi imza günüme elde olmayan nedenlerle yetişemedim. 24 Şubat günü THY’nin İstanbul Adana 15.15 uçağı, tam iki saat 20 dakika gecikme yaptı. Nedeni açıklanmadı, ben de öğrenemedim. Kitabevine gelen, bekleyen, eli boş dönen tüm okurlarımdan özür dilerim.
Bu akşam Lütfü Kırdar’da “Leyla Gencer Anısına” Borusan Filarmoni Orkestrası ve Korosu’nun konseri var. (Şef: Sacha Goetzel, solistler: Soprano İnna Los, Tenor Alex Vicens. Sahneye koyan Yekta Kara). Kültür Bakanlığı’nın yayımladığı “Leyla Gencer: La Diva Turca” kitabının fuayede satılması istendi. (Öyle ya, ilgi duyacak olan kitle orada!) Ancak DÖSİM dükkânları (bulabilene aşk olsun!) dışında hiçbir yerde satılamaz yanıtı alındı…
Kültür Bakanlığı Yayınları’na neden kimse ulaşamıyor, bu kitaplar niye satılamıyor diye fazla düşünmeye gerek yok!
Cumhuriyet- 04 Mart 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler