Menü

Bayramlık


10 Kasım 2011 - Zeynep Oral -

Önce çok büyük bir özür dilemem gerek:

Geçen pazar, bayramın birinci gününde bu köşede yayımlanan "Yetmez ama bu bayram idare ediverin..." başlıklı yazımda korkunç bir hata yaptım.

Tam yazımı bitirmek üzereyken bir yazar arkadaşımdan bir elektronik posta aldım. İçinde harika bir bayram kutlaması vardı ve Can Yücel'e ait olduğunu söylüyordu. O kadar hoşuma gitti ki, ben de tuttum yazımın sonunda onu sizlerle paylaştım.

Hiç araştırmadan paylaştım... Bir zahmet masa başından kalkıp kütüphanemde yer alan Can Yücel'in tüm kitaplarına bakmadan... Nasıl olur da ben bunu şimdiye dek okumadım diye kendimi sorgulamadan... Bu üslup, bu tarz, bu söyleyiş biçimi, bu sözcükler Can Yücel'in şiiriyle örtüşüyor mu diye düşünmeden... Bugüne dek Can Yücel'in şiirini tekrar tekrar okuduğum halde bunu hiç duymadımsa, hiç okumadımsa "acaba mı" demeden; "bir bilene sorsam mı" demeden...

O satırların Can Yücel'e değil de Can Dündar'a ait olduğunu, 2006 yılında yazdığı bir yazısı olduğunu öğrendiğimde... Elbet kendime çok kızdım, çok öfkelendim, çok üzüldüm ama bunlar, yaptığım yanlışı ortadan kaldırmıyordu. İlk iş Can Dündar'dan özür diledim.

Özür yaptığım yanlışı gidermez ama şimdi sizlerin huzurunda yeniden hem Can Dündar'dan, hem Can Yücel'den ve ailesinden, hem de siz okurlardan özür diliyorum. Bu konuda beni uyaran okurum Bora Sarı'ya da teşekkürler...

Yanlışımı fark ettikten sonra internete girip küçük bir araştırma yaptım. "Bayram" başlıklı o yazının ilk satırını girince karşınıza çıkan 2 bin kadar site var. Bunların yüzde 80'i yanlışı tekrarlıyor. Siz siz olun internetteki bilgileri sorgulamadan doğru diye kabullenmeyin!

Bayram devam ediyor... Bizde hep her şeyin ilk günleri yüceltilir, son günlere enerjimiz, coşkumuz kalmaz. Açılışları severiz, kapanışları değil... Başlangıçları önemseriz, nasıl sonuçlandığına pek aldırmayız...

12. İstanbul Bienali birkaç gün sonra kapanıyor. Açıldığı günlerde adeta yer yerinden oynamıştı. Yalnız yabancı basın değil, yerlisi de "gelmiş geçmiş en iyi, en ilginç İstanbul Bienali" diye nitelemişti.

İzlediyseniz, yeniden gezip görmek; izlemediyseniz, önünüzde yeni ufukların açılmasına olanak tanımak için 13 Kasım'a dek şansınız var. Sonradan pişmanlık fayda etmez. Demedi, demeyin!

Ben bayram günlerinde yeniden yeniden ziyaret ettim ve her seferinde farklı zenginlikler, farklı tatlar keşfettim...

Dünya Sağlık Örgütü, "Türkiye'de her yıl karayollarında meydana gelen trafik kazaları nedeniyle yaklaşık 10.000 kişi hayatını kaybetmekte ve 200.000 kişi de yaralanmaktadır" diyor... Türkiye İstatistik Kurumu'nun söylediği ise bu trafik kazalarının yüzde 95'inin sürücüden kaynaklı olduğu...

Bu sayılarla cehalet arasındaki ilişkiyi düşünüyor insan ister istemez... Hani tüm raporlar ülkemizin ekonomik açıdan harika geliştiğini söylerken, eğitim açısından en berbat durumda olduğumuzu vurguluyor ya...

Bayram günlerinde Boğaz'ın kan aktığını gördük. Kesilen kurbanlıkların kanı Boğaz'ı kırmızıya bulamıştı... Cumhuriyet'in birinci sayfasındaki fotoğraf ve Musa Kart'ın çizgileri, yeterince açıklayıcıydı. Fazla söze gerek yok.

Bugünden başlayarak tatilciler dönüş yoluna geçecek. Aman dikkat! Boğaz'ı kan çanağına döndürdük, bari yollarımız yine kana bulanmasın!

Bayram sevincini içinde hâlâ sürdürenler için, bir de Can Yücel'in "Bayramlık" şiirini paylaşıyorum: (Bu kez gerçekten onun!)

"Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış"

Cumhuriyet- 10 Kasım 2011

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.