Bayram sonu
27 Eylül 2015 - Zeynep Oral -
Bayram bitti. Bugün son günü... “Yaşasın tatil” geride kaldı... Savaşı, nefreti, kini, intikamı, ayırımcılığı körükleyenlerin “Barış” mitingi geride aldı... “Tarafsız”Cumhurbaşkanı’nın, “HDP’ye sakın barajı geçirtmeyin!” emriyle, HDP’ye sağladığı avantaj da şimdilik askıda aldı... Meclis çalışmasın diye mi bunca uzatıldı bu tatil sorusu da geride kaldı...
Bayram bitti ama bayram kutlu olmadı. Bayram barış olmadı.
Bayrama Tevfik Fikret’ten Sait Maden’in uyarladığı “Yağma Sofrası” şiiri ya da bilinen dizesiyle “Yiyin efendiler yiyin”le girmiştim... Yollarda telef olmaktansa, bayramı yine şiirle kapatalım diyorum...
İlk seçimim yine Tevfik Fikret’ten: “Sis” şiirini yeniden yeniden okumanın tam zamanıdır. (Ama bu köşeye sığamayacak denli uzun, ondan buraya alamadım.)
“Şiir bizim eski suç ortağımız/ biz ne işledikse onunla işledik” demişti Gülten Akın... Öyleyse suç ortaklığına devam...
“Şiir yazılan toplumda asla umut kesilmez” diyordu Ceyhun Atuf Kansu... Öyleyse umut etmeye devam...
“Şiir bir çalar saattir/ Dakik/ Tam zamanında çalan./ Zırvasız/ Ve zartasız, zurtasız...”diyordu Can Yücel... Her yanda öyle çok “zarta zurta” var ki, şiire devam diyorum...
Açık cümle
Benim için her şiir bir mektuptur... (Elbet şiirin hasından söz ediyorum) Zarflı ya da zarfsız...
“Zarf” adlı şiir kitabında (Kırmızı Kedi Yayınları), “Açık Cümle” adlı şiirinde ne güzel anlatır bunu Haydar Ergülen. En açık seçik biçimiyle!
İşte zaten ben de bunu söylemek istiyordum dedirtircesine!
“Bazen hiçbir şey çıkmaz zarftan
hiçbir cümle doldurmaz mektubu
ne günışığı sızar ne akşama ermenin saadeti
kapalı bir yara gibi gezer öyle mektuplar
kim açsa, kim dokunsa eli yanar
bazen sözler boşa gider mektuplar boşa
bazen bir cümleden mektup yanar”
Şair, daha kitabın zarfından yani kapağından söylemişti söyleyeceğini:
“Bazı mektuplarsa boş yere ‘zarf edilir’
aşklar ‘sarf edildikten’ sonra,
kelimeler toplanıp ‘zarf edilirse’
O mektup ne yazar ki”
Eylül biterken: Seni Seviyorum.
Bayram bitti. Eylül de bitiyor. İçimdeki hüzün bundan.
Eylül ayı, Yahya Kemal’in belki de en güzel dizelerini bana her sonbahar yeniden anımsatan ay: Şaire göre ilkbaharda “aşinalık, aşk oluverse” de, sonbahar “Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.”... İşte “Eylül Sonu” şiirinden en sevdiğim dizeler:“Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları/ Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharı./ Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa.../ Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...”
Çaresiz günler kısılıyor... Bari o çok gereksinimiz olan sevgiler, aşklar kısalmasa!
İşte, Türk edebiyatında en sevdiğim aşk şiirlerinden biri. Nâzım Hikmet’ten:
“Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi, ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,
seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni ‘Yaşıyoruz çok şükür!’ der gibi.”
Cumhuriyet-27 Eylül 2015
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler