Ayırımcılıktan öte...
02 Mart 2008 - Zeynep Oral -
Sevgili Okurlar, Mart ayının bu ilk Pazar günü, siz bu yazıyı okuduğunuzda Nilgün Cerrahoğlu'yla birlikte, Almanya'da, Münih ve Ulm'da kadın sorunları üzerine konuşmuş ve konuşuyor olacağız. Malum önümüz 8 Mart, Dünya Kadınlar günü... Önümüzdeki günlerde kadın ve kadına ilişkin sorunlar üzerine bol bol yazılacak, çizilecek, tartışılacak... Yetkililer bir kez daha, tutulmayacak sözler verecekler kadınlara ... Sonra...
Sonra, eski tas eski hamam demeyeceğim...Çünkü kadınlar var oldukça, kendilerine karşı uygulanan ayırımcılığa karşı mücadeleyi sürdürecekler. Bugüne dek olduğu gibi sürdürecekler...
Hiç unutmuyorum, geçen yıl 8 Mart yaklaşırken, "Ayırımcılığın Farkında mısınız? " diye sormuş ve AKP iktidarının kadına karşı ayırımcılığı nasıl körüklediğini ve bunun tehlikelerini sıralamıştım...
Ancak bugün kadınlar, çok daha korkunç bir ayırımcılıkla daha savaşmak zorundalar! Bu hükümet kadınları kendi aralarında da ayırmayı, bölmeyi, kadınları birbirlerine düşman kılmayı sonunda başardı!
Örtülü – örtüsüz... Kapalı- Açık... Bu sıfatlar giderek en çarpıtılmış bir biçimde "dindar ve günahkar" ya da "ahlaklı ve ahlaksız" dönüşürse hiç şaşmayın! Ve şimdilik, sürdürülen inatlaşmayla gidişat o yönde...
Bu iktidar, kadınların bağımsızlaşmasına, özgürleşmesine eşitliğine değil, ideolojisi gereği yaşam biçimlerine kafayı takmış durumda...
Kadınlara karşı ayırımcılığa daha çok saplanmamak için bölünüp bölünüp parçalanmamak için, şu evresel gerçekleri anımsamakta yarar var:
Kadın, yaşam serüvenine çook çoook gerilerden ve çoook çok gecikmiş olarak başlayandır. Aradaki mesafeyi ve süreyi kapatması için yüzyıllardır koşan, herkesten daha hızlı koşmak zorunda kalandır.
Doğduğunda, "niye erkek doğmadın" diye öfkeye neden olan, ilk beş yılında erkek kardeşlerinden daha az beslenecek, bakımsızlıktan, ilgisizlikten ve hastalıktan daha çok ölecek olandır.
Eğer, ilk beş yılı atlatıp, hayatta kalmayı başarabildiyse, yoksulluktan ya da görenekten, olanaksızlıklardan ya da ev işinden, okula yollanmayacak olandır. Okuması yazması olmayan dünyadaki bir milyar insanın üçte ikisidir kadın.
Kadın, işi, emeği görmezlikten gelinendir.. "Gayri resmi" sektörde çalışandır. Dünyadaki toplam işin üçte ikisini yaptığı halde, dünya işgücünün üçte birini oluşturandır...
Kadın, küreselleşme sürecinde hızla yoksullaşandır. Dünyadaki 1 milyar 300 milyon yoksulluk sınırının altında yaşayanların yüzde 70'ini oluşturandır.
Kadın, politik ve ekonomik yapılanmalarda, hükümetlerde, ulusal ya da uluslar arası karar alma mekanizmalarında, dünyanın gelişim ve barış süreçlerinde, güç dengelerinin oluşmasında yeri olmayandır...
Kadın, sürekli şiddete maruz kalandır. Cinsel tacize, tecavüze uğrayandır. Evde, aile içinde, sokakta, yolda, kentlerin göbeğinde, köyde, tarlada, ofiste, kitle iletişim araçlarında, gündüz ya da gece, açık ya da gizli şiddeti göğüslemek zorunda kalandır.
Kadın, kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmayan, olamayandır. Erkeğin, ailenin, mahallenin, aşiretin, toplumun "namusunu", şan ve şerefini korumak için öldürülen, boğazlanan, başı taşla ezilen, bıçaklanan, boğulan, taşlanan ve intihara zorlanandır kadın.
Kadın, kendi bedeni üzerinde erkeğe, aileye, topluma tasarruf yetkisi verilmiş olmasını yüzyıllardır sineye çektikten sonra, artık bugün bu duruma isyan edendir.
Kadın, kendi başlatmadığı, katılmadığı, taraf olmadığı, onaylamadığı, karşı çıktığı savaşların ve silahlı çatışmaların başlıca mağdurudur. Bedeni, savaş aracı olarak kullanılandır kadın.
Erkeklerin savaşında, toplu tecavüzle cezalandırılandır.
Binbir halini anlatmaya, ne benim şu birkaç sözümün ne de yazının yetmediği alandır kadın...
8 Mart yaklaşırken, bunları bir kez daha hatırlatmakta yarar gördüm.
Cumhuriyet- 2 Mart 2008.
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler