Ataol Behramoğlu
01 Şubat 2015 - Zeynep Oral -
"Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam! "
"BİR GÜN MUTLAKA"
İşte bu dizelerle başlıyordu Ataol Behramoğlu'nun "Bir Gün Mutlaka" adlı o destansı şiiri. Benim yaştakilerin birlikte büyüdüğü , her dizesini ezbere bildiği, sol göğsümüzde , kalbimizin üzerinde taşıdığı şiir.
1968, bir taş atımlık mesafedeydi. Dünyayı değiştirmek üzere yola çıkmıştık. Olanaksızı istiyoruz. Hemen, şimdi , burada istiyoruz! İnanıyoruz: Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu han-i yağma! Sevişmek, eyleme katılmak ikisi birbirinden uzak hiç düşmezdi ki!
Bir gün mutlaka yeneceğiz! Ey Şeyhülislam! Ey Padişah! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Sevgilimizle elele çoğalarak yürürdük! Yürürken çoğalırdık! Çoğala çoğala haykırırdık: "Bir gün mutlaka! "
Yaa... İşte böyle...
ŞİİRİN SONSUZLUĞU
Sevgili Okurlar, siz bu yazıyı okuduğunuzda, dün akşam Ataol Behramoğlu'nun 50. sanat yılı kutlanmış olacak... Ben bu yazıyı yazdığımda ise (Cumartesi sabahı) henüz kutlanmamış...
Şiirle dolu; şiiri yaşayarak , şiiri çalışarak, şiiri yücelterek, şiirimize sonsuz katkılarda bulunarak, şiir yaratarak , şiir emeği, şiir kaygusu, şiir coşkusuyla dolu 50 yıl!
Şu birkaç satıra Ataol Behramoğlu'nun şiirdeki ustalığını sığdırmak olanaksız. Ancakbirkaç satırbaşı verebilirim.
Atatol Behramoğlu'nun şiiri devrimcidir! Demek istediğim, "toplumcu gerçekçi" etiketinin çok daha ötesine geçen, sınırsız bir değişim , gelişim gösteren ancak omurgası sağlam ve dimdik duran bir şiirdir.
Yaşamın her alanı, insanın her hali onun şiirine konu olur. Ama bunların tümünü toplumsal çerçevede ele alır. Aşkın en yoğun olduğu, sevşişmenin doruğunda bile bize yaşanmakta olan haksızlığı , yanlışı anımsatabilir.
Şili'de oynanan oyundan, Vietnam'da öldürülen çocuğu, Mustafa Suphi'den Sivas'ta yakılan aydınlara, onun nabzı tarih bilinciyle , evrensel birikimle , dünya ve ülke gerçekleriyle birlikte atar.
İçeriği kadar sözcüklerle yarattığı ritm, müzik, ses uyumu da onun şiirinde çok önemlidir. Çok yalın ama iğneyle kuyu kazarmışçasına adeta bir beste yapar, senfoniler yaratır. Şiirin her şeyden önce dille yazıldığının bilincindedir.
Ataol Behramoğlu, mücadelenin, aşkın, sorumluluğun, umudun, daha güzel bir dünya özleminin ama en çok coşkunun şairidir...
Bunlara bir de aydın sorumluluğunu ekleyebiliriz. Hele günümüzde çarkı feleklerin , rüzgar ne yandan esiyorsa o yana bükülenlerin revaçta olduğu bir ortamda yaşadığımızı düşünecek olursanız...
YAŞAMAK İNSAN KALARAK
Bunlara bir de "benim 40 yıllık arkadaşımdır" nitelemesini göğsümü gere gere ekliyorum... Ve bu yazıyı Sivas katliamındqan sonra yazdığı "Yaşamak İnsan Kalarak" şiiriyle bitiriyorum:
"Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek
Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak
Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek
Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek
"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"
Not - Utku Çakırözer gazetemizin Genel Yayın Yönetmenliğinden alındı. Çok değerli, evrensel ve çağdaş nitelikleri olan ve gazetecilik mesleğine sadece katkıda bulunmuş, çalışkan arkadaşıma emekleri için teşekkür ediyor, yolun açık olsun diyorum.
Cumhuriyet- 1 Şubat 2015
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler