Antalya’da caz var
01 Haziran 2025 - Zeynep Oral -
Antalya’dayım. Güneşle yağmur bulutları kavgada. Ya bu akşam yağmur yağarsa ya konser iptal edilirse... Tüm biletler çoktan satılmış. Fazıl Say bu tempoya nasıl dayanıyor hiç yorulmadan bilemiyorum. O dünyayı kat ediyor, biz izlemeye çalışırken nefes nefese kalıyoruz. O ha bire risk alıyor, hep kendisiyle yarışıyor, biz heyecandan ölüp ölüp diriliyoruz. Yılların çalışkan müzik neferi, emprezaryo, organizatör ötesi dost Kadir Dursun bir orada, bir burada. İçinde fırtınalar koparken dışarıya, “Her şey yolunda” mesajını iletmeye devam ediyor. Her yerde “Şehirde caz var” sözleri...
Evet Antalya’da caz var! Bu kent tam 8 yıldır harika bir caz festivaline sahip.
Harikalık, çıtayı yüksek tutmaktan, kaliteden ödün vermemekten, usta cazcıları programa almaktan kaynaklanıyor. Aynı zamanda yaratıcılığı da var. Yaratıcılığın adı: Akra Jazz Orkestrası! Festivali Akra Otelleri düzenliyor. Otelin sahibi Haydar Barut, tüm kente müzik kültürünü yaymak isteyen bir gönüllü! Festivalin aküsü, dinamosu ise Kadir Durmuş.
DEMOKRATİK DÜZEN
Akra Caz Festivali 14 Mayıs’ta, İbrahim Maalouf’un “The Trumpets of MichelAnge” projesiyle açılmış. Ben festivalin son iki konserine yetiştim.
Bu festivalin devamlı konuğu, Rusya’nın caz elçisi saksafon sanatçısı Igor Butman ve Moskova Caz Orkestrası, bir de onlara eşlik eden ses sanatçısı solist Fantine. Ve kapanış konserini yapan Fazıl Say ile ona davulda eşlik eden Ferit Odman.
Konserler açık havada. Müthiş “demokratik” bir düzen ve kurguya sahip. Sahne, ses, ışık sistemi mükemmel. Denize uzanan yeşil alanda sadece bar masaları, bistro düzeni var. Herkes ayakta. Oturmak isteyenler arkada. Yaklaşık 2 bin kişilik bir alan.
Konser sonrası, “İki Beş Bir/Social Club” da hem Akra Caz Orkestrası hem de oraya gelen tüm cazcılar sahne alıyor. “Jam Session”, doğaçlamalar, Doğu-Batı ezgilerinin buluşmaları, yaratıcılık ve coşku birbirini izliyor.
Ve işte kapanış konseri... Yer sınırlı. O nedenle iki gece üst üste yapılıyor kapanış konseri. “Piyano Başında 50 Yıl” bu konserin teması.
FAZIL SAY VE CAZ
İşte son konser: Fazıl Say piyanosunun, Ferit Odman davulların başında. Her parçadan önce Fazıl dinleyiciye minik açıklamalar veriyor. Sahici, içten samimi açıklamalar... Ortam hemen ısınıveriyor. Her konuşmasında Ferit Odman’a övgüler sıralıyor. “Davul fikirlerinin çoğunu ona ben empoze ettim” demekten de geri kalmıyor.
Fazıl’ı daha önce de caz akortlarıyla, caz varyasyonlarıyla dinlemişliğim var. Ama işin içine davullar girince durum değişiyor. Caz tınıları ağır basıyor.
Önce yeryüzünün tüm seslerini buluşturan “Ses”, sonra Ege ovalarından yeni bir esinti: “Kâhinlerin Kehaneti”. “İnsan İnsan” orijinalinden çok farklı karşımıza çıkıyor. Ama “Kara Toprak” hemen caz versiyonuyla bizi içine çekiyor. Davullar, Âşık Veysel’in felsefesini daha da yoğunlaştırıyor, şiirsel sololar duyarlığı artırıyor.
Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık” bestesi bizi çocukluğumuza götürürken, Ferid Odman’ın davulları minik balığın içinde yüzdüğü nehrin akışına, sularda yuvarlanan çakıl taşlarına dönüşüyor.
İki usta sanatçının sololarından sonra biz ölümlü dinleyiciler artık bulutların üzerindeyiz. Alkışlar hiç bitmiyor. Dedim ya, bu adeta deneysel bir konser: Hem kendilerini hem de dinleyiciyi sınıyorlar.
Sırada iki “aile bestesi” var. Kızı için bestelediği “Kumru”yu bu kez piyano ve davulla dinliyoruz. Ve herkes sahneye mırıldanarak eşlik ediyor. Bir de babası sevgili Ahmet Say için bestesi...
DUYGU YOĞUNLUĞU
Her eserle birlikte dört mevsimi birden yaşıyoruz. Aynı konserde sadece Fazıl Say’ın piyanoyla 50 yılı değil, yeryüzünün tüm duyguları da geçiyor içimizden.
Kaz Dağlarını gözü dönmüş para babalarından kurtarmak için çaldığı eseri anons edince ortalık alkıştan kırılıyor. Ağaçlara kuşlara çalmaya gitmişti oraya Fazıl Say, oysa 50 bin kişi orada onu dinlemek ve doğaya el vermek için toplanıvermişti.
“Summertime” varyasyonlarına geçtiklerinde çoğu kişi dans ediyor. Artık finaldeyiz. Ama seyirci bırakmıyor. Geçen yıl yitirdiğimiz biricik Genco Erkal’ı anıp onun anısına Nâzım Oratoryosu’ndan bir bölümle başta ben, birçoğumuzu gözyaşlarına boğuyorlar! Sonra Paganini Caz çeşitlemesiyle bir final daha. Seyirci yine bırakmıyor. Mozart’ın Türk Marşı’nın caz haliyle yaşama sevincimizi, kahkahalarımızı, özlemlerimizi, hasretimizi, acılarımızı, umudumuzu. sırtlanıp dağılıyoruz. Emeği geçen katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler. İyi ki varsınız.
Seneye Antalya Akra Caz Festivali’ne yerinizi şimdiden ayırın!
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler