Ankara'da Hakimler Var! Danıştay'dan Hasankeyf için Umut!
14 Eylül 2003 - Zeynep Oral -
Kimi zaman bu ülke asla düze çıkamaz, her şey kötüye gidiyor, hiç ama hiç umut yok diyerek dipsiz kuyuların en dibine çöküyorum… Kimi zaman da bir minicik kıvılcım, bu ülkede her güçlüğü yenecek yetenek, birikim, potansiyel ve güç var duygusunu tutuşturuyor ve didişmeye, boğuşmaya, hesaplaşmaya devam diyorum kendi kendime…
İşte birkaç gün önce o kıvılcım, Ankara'dan geldi. Danıştay'dan…
Baştan başlıyorum : Biliyorsunuz Ilısu Barajı'nın tehdit ettiği, sular altında kalacak olan Hasankeyf'in kurtarılması için, yıllardır çeşitli sivil toplum kuruluşları olsun, bireyler olsun, çeşitli mücadeleler veriyor… ("Ama Başbakan dediydi ki…" Durun hele sıra ona da gelecek…)
İnsanlar içinden bir insan, sadece yakınmak, eleştirmek, karşı çıkmakla yetinmeyip, çare üretmek üzere harekete geçen bir insan, bir yurttaş, kolları sıvadı. İstanbul barosuna bağlı avukat Murat Cano'ydu bu.
Ilısu Barajı projesi konusunda İsviçre şirketler topluluğuyla imzalanan sözleşmenin iptali istemiyle, yurttaş Murat Cano Başbakanlığa başvurdu.
Başvurusu Başbakanlıkça ret edilince, Yurttaş Murat Cano bu kez dava açtı.
Bu süreç 1999 'da başlamıştı…
Diyarbakır İdare Mahkemesi, "salt vatandaş olarak bu davayı açtığı anlaşılan bu kişinin", söz konusu işlemle ilgili olarak, "dava açmakta menfaati olmadığı" , dolayısıyla, "ehliyet"inin bulunmadığı gerekçesiyle davada ret kararı verdi. Karar tarihi 20.11 2001.
Vatandaş Murat Cano yılmadı. Danıştaya baş vurdu.
Danıştay kararı birkaç gün önce sonuçlandı ve Murat Cano'ya tebliği edildi. Danıştay, Diyarbakır İdare Mahkemesinin kararını bozmuştu.
Danıştay IO. Daire, "çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda HER VATANDAŞIN dava açmakta menfaatinin bulunduğu" gerekçesiyle, Diyarbakır İdare Mahkemesinin verdiği ret kararını bozmuştu! "Davacının vatandaş olarak söz konusu projenin iptalini istemekte menfaati bulunduğu açık olup, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır."
Hele bu gerekçeyi okuduktan sonra içimdeki umut daha da büyüdü. Haksız mıyım?!
Murat Cano'yu kutladıktan sonra , bir süre önce Başbakanın verdiği sözü anımsadım. Hani "Hasankeyf kurtarılacaktır" dedi diye şakşakçı medyamız alkış tutmuştu ya…
Sahi siz o söze güvendiniz mi?
Bu soruyu Murat Cano'ya da sordum.
Başbakanın sözüne rağmen, halen Hasankeyf dahil, Dicle Havzası'nda yer alan 214 tarihsel yerleşmenin tehdit altında olduğunu belirtiyor.
Tehdit altında, çünkü Ilısu Projesiyle konusunda yabancı şirketler topluluğuyla imzalanan kontrat fesh edilmemiştir. ABD , Almanya, Fransa, Avusturya ve İsviçre konsorsiyumdan çekilmedi.
Çünkü, daha önce alınan Bakanlar Kurulu Kararı, hala yürürlükte.
Çünkü proje iptal edilmemiştir.
"Doğrusu, her yurttaş gibi devletimi yöneten Başbakan'ın sözüne inanmak ve güvenmek isterim . Ne var ki belirttiğim yasal ve fiili durum karşısında bu sözü endişeyle karşılıyorum" diyor Murat Cano. Ve şöyle ekliyor:
"Güvenilir kararı, Hasankeyf'in kurtulabileceği umudunu, Danıştay 10. dairesi verdi "
Evet aynen böyle.
Murat Cano ayrıca tüm yurttaşların , çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar konularında dava açma hakkına sahip olduklarını bilmelerini ve haklarını korumalarını istiyor. Son sözü ise "Evet, Ankara'da hakimler var!" ( Ben de aldım başlığa koydum.)
Tehdit altındaki Hasankeyf ve nice tarihsel yerleşmeyi kurtarma süreci devam ediyor. Lafla değil. Hak ve hukuk mücadelesiyle… her zamankinden biraz daha çok umutla üstelik…
14 Eylül 2003
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler