Menü

Altı Zehir , Üstü Lale


16 Nisan 2006 - Zeynep Oral -

“Altı Zehir, Üstü Sera” diyordu Cumhuriyet’teki iki gün önceki başlık. (Bu yazının başlığımı oradan yürüttüm.) Malum İstanbul lalelerle donatıldı…

Önceki akşam eve dönerken baktım bir faaliyet, koca makinelar,  Ortaköy – Yıldız arasındaki kaldırımlar yine har har har kırılıyor… Daha dört  ay ya oldu ya olmadı bunlar kırılıp baştan yapıldığında, şimdi ne var, diye soracak oldum. İşçilerin başındaki adam, “ altı bozuk, altı sorunluymuş abla” dedi…

Ah bilmez miyim, her işimiz böyle! Başladım içimden altı-üstü oynamaya: Altı çamur, üstü kaplama; altı gericilik, üstü Versace kravat; altı cehalet, üstü laf ebeliği; altı yokluk, üstü gösteriş; altı zehirli variller, üztü particilik, rant hesapları ve çıkar ilişkileri; altta Karagöz , üstte Hacivat…

Altta olanla , altta bırakılanla, üste olanı , üstte bırakılanı bir türlü birbirine uyduramıyoruz, eşitleyemiyoruz, dengeleyemiyoruz.
İstanbul çevresini saran zehirli ve kanserojen  variller ortaya çıktıkça ve bunlara ilişkin yetkililerin açıklamalarını, özellikle  Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin söylediklerini dinledikçe  siz de  aynı duyguya kapılmıyor musunuz? Bütün bunların gerisinde  hep yalnız ve yalnız  çıkar ilişkileri, rant kavgaları, particilik zihniyeti olduğunu görmüyor musunuz? Boynumuza dek çamura pisliğe batmış olsak da ,  kayırmacılığı sürdürmek , “bizden olana” şöyle ya da böyle biraz daha güç, milletin sağlığı pahasına da olsa  biraz daha  para, mal mülk kazandırmak çabasını ve bu çabanın gerisindeki pis kokuyu duymuyor musunuz? 

Tamam, tamam, öfkemi denetlemeye çalışıyorum… Ama sormaktan da kendimi alamıyorum: Bu insanların çocukları yok mu? O varilleri oraya gömen , gömdürten,  zehirli atıkların nereye gideceğini, ne yapılacağını merak etmeyen , ne yapıldığını bilip de bilmezlikten gelen, yıllardır şikayetlere kulaklarını tıkayan, takip etmeyen, ettirmeyen, bu çürümüşlüğe, bu vahşete göz yuman, yasaları işletmeyen, işletemeyen  bu insanların çocukları yok mu? Sahi ne biçim insan bunlar?

Oysa Sivil Toplum  
Oysa ben bugün size güzel şeylerden söz edecektim!  Bu ülkede güzel şeyler de oluyor.

İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olarak benimsenmesinin  sevincini coşkusunu, yararlarını  sizlerle paylaşacaktım.  İleride nasılsa yine o konuya dönebilirim, ama ne zamandır içimde  büyüttüğüm bir eksik bilgilendirmeyi şimdi hemen tamamlamalıyım:
Anımsarsanız, daha sonuç alınmadan, önerilen projeleri size tanıttığım bir yazıda “ İstanbul ve Kültür Yolları” tasarısını yazmıştım.  Dört ayaklıydı:  “Piri Reis’in  İzinde”  Akdeniz ülkelerinin; “Marco Polo’nun İzinde” Asya ülkelerinin; “Jules Verne’in İzinde” Karadeniz ülkelerinin  “Franz Liszt’in İzinde”, Tuna nehri boyundaki ülkelerin kültürlerini bir araya getiriyordu… Eksikliğim, bu dört projenin mimarlarının isimlerini vermemiş olmamdı. Onlar, Özdem Petek (PRP) , Vecdi Sayar ve Beral Madra’ydı. Şimdi hele sonuç belirlendikten sonra, bu tasarının hayata geçireleceğini umuyorum. 
Bu başarıda sayısız sivil toplum kuruluşunun olduğunu ben çok iyi biliyorum. Dilerim hükümet, vali , belediye başkanları ve tüm  yetkililer de biliyordur.

Bugüne dek siyasal otorite sivil toplum kuruluşlarını hep “düşman” gözüyle gördü! Ah keşke yıllardır  çevre için, yitirdiğimiz doğa, tehlikeye attığımız insan sağlığı, zehirlediğimiz çocuklarımız için  seferber olan  çevreci sivil toplum kuruluşlarının sözlerine biraz kulak verebilseler; isyanlarına, protestolarına, karşı çıkışlarına   engellemek cezalandırmak dışında biraz ilgi gösterebilseler;  önerilerine açık olabilselerdi!

Bakın şimdi de Sinop’ta, kurulması tasarlanan  ilk nükleer santral için  sivil toplum ayakta.  “Nükleer sizin olsun, Sinop bizim” sloganı etrafında kenetlenip,  kentlerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Nükleer Santral için ahkam kesenler  , bünyesinde  60 demokratik kitle örgütünü barındıran “Sinop Nükleer Karşıtı Platform”un sesine  en azından kulak verseler inanın kazançlı çıkarlar.  Ama bunu yapacaklarını hiç sanmıyorum.  Çünkü yarını değil, bugünü kurtarmak peşindeler.

16 nisan 2006- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.