Menü

Alkışlarla Yumruklar Arasında...


16 Nisan 2015 - Zeynep Oral -

            Son haftalarda  e-posta, telefon, sosyal medya ağları bombardımanına tutuluyoruz.  ("Biz" demem, bir zamanların sol jargonundan değildir.  Cumhuriyet'te çalışan birçok meslektaşım ayni durumda olduğu içindir! )

            Bombardıman iki türlü : Kimi top tüfekle saldırıyor, kimi çiçek yağmuruna tutuyor...  
            Önce saldıranlara bakalım:


            Kalbime nişan alanlar,  aklımı yumruklayanlar...  Cumhuriyet'in magazinleştiğinden dem vuranlar...  "Yetmez ama evet"çilerin  işgaline uğradığını, satıldığını, sıradanlaştığını söyleyenler... "Tövbekarları doldurdunuz" diyenler...Gazetenin ilkelerinden vazgeçeceğini varsayanlar...   "Ah nerde o eski Cumhuriyet" diye yanıp tutuşanlar...


            Alkışlayanlara bakalım:  Renklendi. Zenginleşti.  Gençleşti. Haberi, yazarı, çeşnisi, tadı tuzu çoğaldı... Bunlar  her demetin içindeki inciler...  Ayrıca  "Zor okunuyordu, şimdi rahat okunuyor"... "Oku oku bitmek bilmiyordu. Şimdi yazı başlıyor ve bitiyor"... "Moralim bozulup depresyona giriyordum, şimdi daha eğlenceli."  Bir de  "Light Cumhuriyet" tanımı var...


            "Derhal Ayrılın!"


            Birinciler, "Zeynep Hanım, hala orda nasıl durursunuz" ; "Susmaya utanmıyor musunuz ?" diye hesap soruyor,  "Sessiz kalmayın " ya da "Derhal ayrılın"a varan akıl  ve ültimatom veriyor...
            İkinciler şimdilik azarlamıyor, kızmıyor... İleride ne derler bilemiyorum... Kimi basın organı da fırsat bu fırsat, hangi gazeteden okur  kaparım diye saldırıları sürdürüyor. 
             Özetle  hükümetin başındaki o kavgacı, kışkırtıcı zihniyet , "Ya bendensin ya düşmandan" zihniyeti toplumun her kesimini hükmü altına almış...


            Cumhuriyet bir gazete


            Hanımlar, beyler, hele bir durun!  Seçime şunca gün kala kavgaları  her alanda tırmandırmanın kimseye yararı yok. Önünde sonunda bu bir gazete. Çok özel ve özgün bir gazete!  Hiç ama hiç değişmeden   süregelmesini, hep ayni kalmasını  kim nasıl isteyebilir ki!


            "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" (Herakleitos) . Anımsatmama gerek yok! Elbet değişecek. Önemli olan  temel ilkelerinin değişmemesi.  Bu da  hem biz Cumhuriyet  çalışanlarının, hem de siz okurların   sağlam durmasına bağlı.


            1924'ten beri olduğu gibi bundan sonra da bu gazetedeki kimi değişiklikleri , birileri beğenecek , diğerleri beğenmeyecek. 
            Örneğin  Cumhuriyet Gazetesi'nin "amiral gemisi" olduğuna inandığım  Kültür ve Sanat sayfalarının iki sayfadan  bir buçuk sayfaya inmesine ben de bir çok okur gibi çok üzüldüm. Ama yapılacak bir şey yok!


            Bir  öğüt: Beğenmediğiniz yazarı okumazsınız; ama sevmediğiniz bir yazar var diye sevdiğiniz yazarları ateşe atmazsınız!
           

Omurgayı dik tutmak


             Değişimden söz edince... Biz bir zamanlar  "sol değişim demektir " diye öğrenmiştik, inanmıştık. Şimdi  değişimi inkar ederek sol düşünceye  sığınmak isteyenleri gördükçe içim acıyor.
            Sadece bedenimin değil,  düşüncelerimin, ruhumun da omurgasını  dik tutmaya çalışıyorum.  Eleştirel süzgecim her daim alesta... 


            Elbet okurların  yol göstericiliğine gereksinimim var ama kavgasına, top tüfek saldırılarına  hiç yok.
            Hem size bir şey diyeyim mi:  Gazetecilik mesleğinin sorumluluğuna  sahip çıkanı da , ihanet edeni de  herkes  farkında...  Hayattaki duruşunuz, nelere alet olup olmadığız  bu meslekte ve yazarlıkta  hiç kimseden gizlenemez: Mesleki, siyasi, toplumsal duruşunuz,  yaşamdaki duruşunuz hepsi ortadadır:  Çünkü söz uçar, yazı kalır.


             Cumhuriyet- 16 Nisan 2015

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.