Menü

Afrikacaz


09 Nisan 2000 - Zeynep Oral -

Soweto... New orleans... Ankara arasında...

Sahnede, kapkara parmaklar irili ufaklı davullara vuruyor, vuruyor, vuruyordu. Parmakları izlemeye gözler yetişemiyor, akıllar yetişemiyordu. Olsa olsa gönüllerimizle izliyorduk. Kimi zaman parmakların yerini batonlar , uçları kıvrık Afrika sopaları alıyordu. Vurmalı çalgıların başında, vurmalı çalgılar arasında, üç kişiydiler. Üçü de geleneksel giysileri içindeydi. Famadue Don Moye, Joe Leguabe ve Magauwane Mahloele. Birbirleriyle paslaşıyorlar, "oynuyorlar", sesi, ritmi biri fırlatıp, öteki yakalıyordu.

Akbank Caz Festivali'nde "Art Ensemble of Africa" -Afrika Sanat Topluluğunun konserindeyim. Cemal Reşit Rey Salonunun sahnesin de 19 müzisyen: Jamaika kökenli Afrika müziğinin ABD'deki temsilcileri olan Şikago Sanat Topluluğu , Johannesburg'lu lise öğrencilerden oluşan koro ve ülkeleri Mali'den çıkıp, dünyaca ünlenen dört konuk sanatçı...

Kapkara parmaklar irili ufaklı davullara vurdukça, vurdukça, günlerdir, haftalardır, aylardır benim kafama vurmakta olan "istikrar, istikrar, istikrar" tokmağı, geriliyordu.

Demokrasiyi yok saymakta istikrar, işkencede istikrar, insan haklarını geriletmekte istikrar, kitapları, oyunları yasaklamakta istikrar , yargısız infazlarda istikrar, yanlışlıkla ya da bilerek adam öldüren polisleri korumakta, kollamakta istikrar, hukuğun çiğnenmesinde istikrar ...

Sahnede, Malili Magauwane Mahloele, davulların ritmine sesini katıyordu. Sesine , devinimi ekliyordu. Devinimler arasında flüte uzanıyordu. Ve bu kez nefesli sazların ustaları oyunu sürdürüyordu. Saksofonda Roscoe Mirchell, hem saksofon hem flütte Ari Brown, Afrika kıtasıyla Amerika kıtası arasında gidip geliyorlardı ... Öyle bir üflüyorlardı ki, o gün İstanbul'u kasıp kavuran lodos fırtınası bile gerilemek zorunda kalıyordu.

Beynimin içine üflenen borazanı geriletmeye çalışıyorum ben de: Gelir dağılımındaki uçurumun büyümesine istikrar, batan bankaları kurtarmakta istikrar, enflasyonda istikrar, çetelerde istikrar, Susurluk dosyalarını örtbas etmekte istikrar, çıkar ilişkilerinde istikrar...

Sahnede Johanesbourg'lu öğrenciler yalnız ve yalnız sesleri, yetenekleri, söyleme biçimleri nedeniyle o koroda yer aldıklarının bilincinde şarkılarını söylüyorlardı. Seslerini yüreklerini katıp söylüyorlardı. Şarkı söylemekten aldıkları tadı , keyfi izleyiciye aktararak söylüyorlardı. Sahnedeki olağanüstü ses Malili gitarist, şarkıcı Habib Koite'ye aitti. Joan Baez'e bakılırsa, "Eskiden Jimi Hendrix ve Stevie Ray vardı, şimdi de Habib Koite var..."

Konser boyunca Soweto'yla New Orleans arasında gidip geldim. Ankara'yı düşünmemeye çalıştım. Soweto (Ah Yüreğim!) , "Kara Sevda"mı depreştirirken, Afrika tutkumu tazelerken , gelenekselden geleceğe uzanan açılımlara tanıklık ettim. Cazla ayin arasındaki bu şölen boyunca , kafama neredeyse dört aydır vurulan tokmak , beynimde çalınan borazanla, yitirilen zamana bir kez daha öfkelendim...

İşte İstanbul'da bir akşam daha böyle geçti.

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.