Adaletin Daniskası…
15 Mart 2009 - Zeynep Oral -
Sevgili Mustafa Balbay,
Önceki gün, Cumhuriyet’te yaşadığımız seninle dayanışma gününü ileride çocuklarına anlatacaksın… Hepimiz anlatacağız…
Bu kadar çok gazeteden, yayın organından, bu kadar çok yazarın, düşünce ve ifade özgürlüğü için, haksızlığa, yasaklara ve baskıya karşı bir duruş sergilemek için, en önemlisi de sana inandıkları için koşup gelmeleri… Ama asıl Cumhuriyet binasına dolan ve uzun saatler boyu kitaplarını almak için uzayıp giden kuyrukta bekleyen okurlarının coşkusu, azmi, direnişi …
Dışarıdakileri çok bekletmemek endişesiyle bir an önce senin adına, senin kitabına bir imza atıvermek ve kitabı hemen yanımdaki yazara geçirmek … Hayır hayır, onca beklemiş okura sarılıp onunla kucaklaşmak senin hakkında söylemek istediklerini dinlemek… Bu ikisi arasında gidip gelmek…
Keşke sen içeride hapiste olmasaydın da , böyle bir günü hiç yaşamasaydık…
Katillerin, suikastçıların, soyguncuların, masum insanları işkenceden geçirenlerin , tutuksuz yargılandığı , elini kolunu sallayarak aramızda dolaştığı, davaların zaman aşımından düştüğü ülkemde… Darbe yapanların, darbe yapıp çocukları bile idam edenlerin yargılanamadığı ülkemde… Sen , sen Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi ve yazarı, evi işi, adresi belli, çekip gitme ihtimali hiç ama hiç olmayan Mustafa Balbay tutuklu yargılanacaksın …
Bir okurun dediği gibi “Adaletin daniskası… “
Sevgili Mustafa Balbay,
Ertesi gün kimi “gazeteci” fena sinirlenmiş bu sana gösterilen dayanışmaya, oturup yazılar döşenmişler , efendim nasıl “hepimiz Mustafa Balbay’ız” dermişiz hele yargı süreci devam ederken … Dur bakalım hakkındaki bunca “önemli belge” varken, bunca “ciddi suçlama” varken falan… Utanmaları yok!
Kitaplarını ve bilgisayarındaki yazıları kastediyorlar. Yani bir gazetecide bulunması gerekenler… Adaletin daniskası işte…
Evet “dava süreci” sürerken Başbakanın ben bu davanın savcısıyım dediğini unutup, “dava sürecinde” hepimiz Mustafa Balbay’ız” dememize öfkelenmişler! Adaletin daniskası…
Sevgili Mustafa Balbay,
Bir süredir parçalanmış yırtılmış retinamın onarımıyla eve kapandım. Gözümün açılmasını beklerken , gözlerim kapalı haberleri kaçırmamaya çalıştım… 2500 sayfalık birinci Ergenekon iddianamesini okumamış ben , 1900 sayfalık ikincisini elbet ışık almayan retinayla okuyamazdım.
Ancak televizyondan duyduğum “suçlar” arasında neler yoktu ki: Hizbullah, El Kaide, PKK, Sivas Madımak katliamı , Gazi olayları derken hoppala, “Cumhuriyet Mitingleri” de “suçlar” arasında sayılınca, tamam dedim! Gel de bu “suç”u torunlarına anlat bakalım! Ben katılmakla kalmadım, bütün arkadaşlarımı da kışkırttım katılsınlar diye! (“Ne darbe, ne şeriat” diye haykırmanın gerekliliğini bir an önce torunlara da öğretmeliyim!)
İşte adaletin daniskası!
Sevgili Balbay
İnsanın bir duyusu körelince, öteki duyuları keskinlermiş… Önceki gün bir okurun “Adaletin daniskası “ sözünü , artık her yerde duyar oldum.
Bir de Nazım Hikmet’in şu dizelerini her an işitiyorum. Sevgili Onat Kutlar’ı anarak sana fısıldıyorum:
“Yani içeride” diye başlayan, “şunca yıl geçirilmez değil, geçirilir” diye devam eden ve şöyle biten dizeler: “ kararmasın yeter ki / sol memenin altındaki cevahir.”
Sakın, sakın kararmasın o üretken, o çalışkan, o aydınlık yüreğin Mustafa Balbay! Biliyorsun, “Aslolan hayattır!”
Cumhuriyet- 15 Mart 2008
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler