Yaşasın kadınlar! Kahrolsun savaşlar!
11 Mart 2024 - Zeynep Oral -
Almanya’nın çeşitli kentlerinde TürkiyeAlmanya kültür etkileşimini/dayanışmasını sağlamak, farklılıkları zenginliğe, çoğulculuğu erdeme dönüştürmek için sayısız etkinlik ve çalışma yer alıyor. Bunlar içinde biri var ki gerçek anlamda önemli bir işlev görüyor; kapsadığından daha geniş bir alana yayılıyor. Nürnberg’deki Türkiye-Almanya Film Festivali’nden söz ediyorum. Sadece sürekliliği, köklü olması değil, dünya prömiyerleri, yaratıcılığı, yarışmaları, yan etkinlikleri, panelleri, konferansları, her kesimden gördüğü büyük ilgi, çocuk ve gençlere yönelik atölyeleriyle bir yandan gerçek bir film festivali niteliklerine sahipken bir yandan da kültürel ve toplumsal işlevi yerine getiriyor.
ONUR ÖDÜLLERİ HALE SOYGAZİ VE İRİS BERBEN’E
28. Türkiye-Almanya Film Festivali önceki akşam, ağzına dek dolu Tafel Salonu’nda görkemli bir açılış yaptı. Bir yandan orkestra eşliğinde Beethoven, Mozart, Brahms’ın caz ve pop ve “alaturka” çeşitlemelerine uzanırken bir yandan da çok değerli iki sanatçıya yaşam boyu onur ödülü verildi.
Türkiye’den Hale Soygazi, Almanya’dan Iris Berben onur ödülü alırlarken her ikisi de politik saptamalar yapmaktan geri kalmadı.
Hale Soygazi’yi sizler zaten tanıyorsunuz. Benim sevgili film eleştirmenim Alin Taşçıyan onu şöyle tanımlıyor:
“Doğal oyunculuk yeteneğinin entelektüel birikim, içten gelen bir zarafet, kent kültürü ve görgüsü, insani duyarlılık ve dengeli bir siyasi duruşla birleştiği özel bir kişiliktir Hale Soygazi... Dünyaya erken yaşta açılmayı sağlayan iyi bir eğitimin kazandırdığı bilgi ve özgüvenin ışıldattığı güzelliğiyle dikkat çeken Soygazi 70’li yılların Türkiye’sinde bir film yıldızı olmak için doğmuştu adeta!”
İris Berben, Almanya’da sadece çevirdiği sayısız filmiyle değil aynı zamanda toplumsal ve politik adanmışlığıyla, ırkçılığa, ayırımcılığa ve aşırı sağa karşı verdiği mücadeleyle de tanınıyor.
İki sanatçının el ele sahneye çıkıp dayanışmayı, çoğulculuğu, eşitliği ve demokrasiyi yücelten konuşmaları, “Yaşasın kadınlar” ve “Kahrolsun savaş” sözleri uzun uzun alkışlandı.
KADINLAR ÖN PLANDA
Festivalin başladığı 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olması nedeniyle gün boyu zaten kent sokakları kadınların eylemleriyle, müzikleriyle, hak arayışlarıyla dolmuştu... Akşam olduğunda yine kadınlar ön plandaydı. Zaten tüm festival boyunca da öyle olacak. (Bu saptama benim değil, festival yönetmeni Ayten Akyıldız’ın.)
Inter Forum Dernek Başkanı Adil Kaya’nın bütün geceyi sunduğu; Festival yönetmeni Ayten Akyıldız’ın herkese ve her yere yetişmeye çalıştığı galada, Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, Nürnberg Kültür Belediye Başkanı Prof. Dr. Julia Lehner’in yanı sıra ben de bir “8 Mart Konuşması” yaptım. “Kültür belediye başkanı” deyişini siz, “yerel kültür bakanı” olarak da okuyabilirsiniz. Onur ödülü alan iki sanatçıyı onun tanıtması çok güzeldi.
Bu yıl toplam 37 uzun, kısa ve belgesel film yer alıyor. 16 filmin dünya prömiyeri ilk kez festivalde gerçekleştirilecek. Toplam 25 film ise festivalin ödülleri için yarışıyor. Uzun ve kısa film yarışmaları seçici kurullarına bu yıl iki uzman kadın başkanlık ediyor. Türkiye ve Almanya’da gerek sinema sanatına gerekse toplumsal gündeme damgasını vuran önemli konular festival buluşmaları kapsamında söyleşi ve tartışmalarla ele alınıyor...
GENÇLER ZEHİR GİBİ
Tören sonrasında açılış için seçilen film, yine bir kadın filmiydi. Genç yönetmen Aslı Özarslan’ın “Ellbogen” (Dirsek) adlı filmi, Almanya’da doğmuş, yetişmiş, 18 yaşındaki Hazal’ı mercek altına alan, çok yalın, ayağı yere basan, kendine özgü bir dili olan ve oyuncu yönetimiyle fark yaratan bir filmdi. Hazal rolünde genç oyuncu Melia Kara’yı izledik. Hem yönetmenin hem oyuncunun yolları açık olsun! Zaten öyle olacağından hiç kuşkum yok.
Şimdi acilen bu yazıyı gazeteye yollamam gerek çünkü biraz sonra festivalin yan etkinliği olan bir söyleşide, Alman yazar Anatol Regnier ile birlikte “Farklı Düşünenlerin Özgürlüğü” başlıklı bir tartışmaya katılacağım. Hepinize Nürnberg’den sevgiler...
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler