Yanmadan aydınlığa çıkmak...
03 Temmuz 2025 - Zeynep Oral -
2 Temmuz 1993. Madımak katliamı.
Dün müydü? Bugün mü? Yoksa yarınımız mı?
Şu son 20 yıldır yaşadığımız gerçekler bana bu soruyu sık sık sorduruyor.
Ülkemde yangınlar birbirini izliyor: Hatay, Bilecik, Osmaneli, Manisa Akhisar, İzmir, Salihli, Seferihisar, Turgutlu, Aydın, Isparta... Onlar kasıtsız ya da bile isteye cehaletten, liyakatsizlikten, denetimsizlikten, beceriksizlikten kaynaklanmış olabilir. Ama en korkunç yangın içimizde, ciğerimizde. Onun nedeni örgütlü kötülük! Cehalet yangını, yobazlık yangını, gericilik yangınının nedeni örgütlü kötülük... Gazze’de uygulanan zulme karşı Hz. Muhammed ile Musa peygamberin ruh dostluğunu simgeleyen bir barış karikatürünün yol açtığı hezeyan ve linçi başka nasıl açıklayabiliriz ki... 2 Temmuz 1993’e dönüyorum: O günün ve gecenin her anını anımsıyorum. Sonraki günlerde “evet ama” ve “ancaaak”lı açıklamaları yapanları, “Aziz Nesin de çok oldu” diyenleri de...
Bugünkü duruma gelmemizde, o “ama”lı, “ancak”lı bahanelere sığınıp katliamı yok sayanların rolü büyük. O nedenle unutmamalı, unutturmamalıyız!
O GÜNDEN BUGÜNE
O günden bugüne rejim değişti. Türkiye’nin her alandaki tüm referansları daha çok dine yöneldi.
Ülkemde hak hukuk adalet, siyasal erkin emrine verildi.
Köktendincilik, yobazlık, bağnazlık, mezhepçilik, ayrımcılık arttı.
Eğitimde adım adım karşıdevrim uygulanır oldu.
Kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri, çocuk gelinler çoğaldı.
Kızların okula gitmesi azaldı, evlilik yaşı düştü, resmi nikâh mecburiyeti kalktı.
Anadolu Müslümanlığı, Arap Müslümanlığına dönüştü.
Suçluların “zamanaşımı”ndan yırtmasını dönemin başbakanı Erdoğan, “Milletimize hayırlı olsun” diye alkışladı.
O günden beri mağdur ailelerin avukatlarına göre “Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen 23 sanığın 17’si geçtiğimiz aylarda tahliye edildi; ikisi ise cumhurbaşkanının af yetkisi ile salıverildi. 32 yıldır dava sürmekte...”
AZİZ NESİN DİYOR Kİ
Yanmadan aydınlığa çıkacağımız günleri beklerken sizleri Aziz Nesin’in Sivas katliamı yazısıyla baş başa bırakıyorum: (“Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 1915-2015” sergi kataloğundan aldım.)
***
“2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ta 10 bin insan, sekiz buçuk saat ‘Şeriat isteriz’ diye ulumuştur. Sekiz buçuk saat, Madımak Oteli’nde kapana sıkıştırılmış gibi biz devleti bekliyorduk. Ben bu devletin nasıl devlet olduğunu bilmeme karşın, hâlâ içimde şöyle ya da böyle bir devletin bulunduğu umudu ve inancı vardı. Bu yüzden nasıl olsa kurtulacağımıza inanıyordum.
37 insanın cayır cayır yakılmasından ve 60 insanın yaralanmasından sonra hemen hemen bütün gazeteler, buna benim Sivas’taki konuşmamın neden olduğunu yazdılar. 2 Temmuz günü, yani benim konuşmamın ertesi günü çıkan hiçbir gazetede benim Sivas konuşmam yoktu. Öyleyse nereden çıkarıyorlardı benim Müslüman Sivas halkını kışkırtıcı, İslamı küçültücü, aşağılayıcı sözler söylediğimi?
Yaşamımın hiçbir döneminde İslam dinini ve Müslüman dindarları küçültücü bir söz söylemediğim gibi hiçbir inancı ve inanç bağımlılarını aşağılamadım. Ama kendimin dinsiz ve Tanrısız olduğumu da yadsıyarak ikiyüzlülük yapmadım, yalancılık yapmadım.
Benim Sivaslıları kışkırtarak bu toplu kıyıma neden olduğumu salt bu faciadan en çok sorumlu olması gereken içişleri bakanı söylememişti: Aynı yalanı cumhurbaşkanı, başbakan, ana muhalefet partisi genel başkanı da yineleyerek Türk ve dünya kamuoyuna yaydılar.
Birey olarak hiç kimse tek başına suçlu değildir. Suçlu, bağnazlara ve köktendincilere derece derece ödün veren bütün hükümetlerdir. En sonuncu hükümet en suçlu olandır.”
Sevgili okurlar, 19 Mart’tan bu yana süregelen direnci, yozluğa, yobazlığa, gericiliğe ve karanlığa karşı direnci ve hiç azalmayan azmi yaşadıkça... Özgür Özel’in her geçen gün liderliğini ve mücadelesini büyüttüğüne, ona inanan kitlelerin çoğaldığına tanıklık ettikçe... İktidarın konuşulması gerekenler yerine CHP operasyonlarına sarılışını gördükçe umudumu diri tutuyorum. Yanmadan da aydınlığa çıkabileceğimize inanıyorum.
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler