Menü

Türkan Saylan adını yaşatmak ya da yaşatmamak!


20 Aralık 2021 - Zeynep Oral - Edebiyat, Kadın Olmak

Kocaman puntolarla yazılmalı. İbret olsun diye. Bölücülük yapanlar tanınsın diye. Ayrımcılık nasıl bir şeydir; kin, nefret, öfke nasıl insanı yoldan çıkarır bilinsin diye. Demokrasi kavramının D’sinden habersizler iyice anlaşılsın diye. Neymiş: 

AKP çoğunluğu burada olduğu sürece Türkan Saylan adı hiçbir yerde yaşatılmayacaktır.” 

Burada dedikleri yer: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi... Bunu söyleyen AKP grup başkanı bey, demokrasiyi, “Madem çoğunluk bende, istediğimi yaparım, istediğimi yapmam” sanıyor galiba. Ama belediye meclisinde görev alana dek öğrenmeyenler, bundan sonra da demokrasinin ne olup ne olmadığını öğrenemez.

KİM BÖLÜCÜ?

Bu sözler, Türkan Saylan’ın aramızdan ayrılıncaya dek yaşadığı sokağa adının verilmesi önerisinin bir yıldır bekletilmesi nedeniyle söylendi. Bunlar da: 

“Türkan Saylan, toplumun çoğunluğunu teşkil eden insanların ortak değerlerine saygı duymayan biridir. Türkan Saylan, bu milletin ortak değerlerine hakaret eden birisidir.” 

Eğer bu ülkeden lepra hastalığının kökünü silmek, kız çocuklarına eşit eğitim hakkı sağlamak, yüz binlere varan yoksul kız çocuklarını okutmak, kimileri FETÖ ile el ele omuz omuza bu ülkeyi karanlığa götürmek için çalışırken bunu ilk fark edenlerden olmak ve gerekli uyarıları yapmak, bu ülkenin karanlığa değil, aydınlığa yönelmesi için çalışmak, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet ilkelerine, aydınlanmaya, çağdaş düşünceye, ilime, bilime sahip çıkmak ve bu yolda ortak değerler yaratmaya çalışmak... 

Eğer bunlar bölücülükse, bunlar çoğunluğun benimsemediği değerlerse, bunlar siz “çoğunluktaki” beylere hakaret sayılıyorsa, istediğiniz kadar “Adını yaşatmayacağız” diye haykırın! 

Sizin adlarınız silinip yok olduğunda, Türkan Saylan’ın adı bu ülkenin aydınlık yüzü olarak yaşamaya devam edecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bu hakaretlere karşı yasal süreci başlatacağını açıkladı. Teşekkürler ÇYDD ve tepki gösteren, onun adını yaşatan her kuruma, her insana!

BİR KAYIT DA BENDEN: İRHM 

Sevgili okurlar, bugün size Tophane’de yeni binasında açılan İstanbul Resim Heykel Müzesi’ni gezdirecektim. Ama sevgili Türkan Saylan’a yapılan, hepimizi hedef alan bu hakaret karşısında susmayı kendime yediremedim. 

Müzeye gelince... Emeği geçenleri kutlarım. (Ayrıntılar Serfiraz Ergun’dan) Ben iki noktaya değineceğim:

Yeni yapıyı beğenenlerdenim. Sedat Hakkı Eldem’in antrepolarını, çağdaş bir anlayışla Emre Arolat müzeye çevrilmiş. Eski yeni ilişkisi, odalardan ve yapılardan birbirine geçişler, boşluklar, girişte insanı karşılayan yükseklik, açıklık... Bunlar beni rahatlattı. 

Eldeki tüm koleksiyonun ancak 40’ta 1’i sergileniyor şu an. Osmanlı’dan günümüze resim sanatımızda kronolojik başlayıp konu, tema, üslup birliğine yönelerek eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor bizi (Duvar renk uyumlarını kaçırmayın gezerken). Müthiş bir hazine! 

Bütünlük yer yer şu yazıyla kesiliyor: “Sergiye Dahil Edilemeyen Eserler.” Müzede bulunmayan resimlerin birer fotoğrafı. Her fotoğrafın altında da şu açıklama: “CUMHURBAŞKANLIĞI’NA ÖDÜNÇ VERİLMİŞTİR.” 

Müze bu sözlerle tarihe kayıt düşmek istiyor diye düşünmeden edemedim. Saray hep yeniçeri maketleriyle donanacak değil ya, elbet doğru dürüst eserler de bulunmalıdır. Ancak nedense “ödünç alınan” eserler hep en ünlü ressamlarımıza ait olan, en değerli, en pahalı eserler. 

Bunların sadece “ödünç verilmiş” olduğunu, bari ben de buraya kayıt düşeyim dedim... İyi pazarlar. Gidin mutlak görün müzeyi!

19 Aralık 2021

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.