Menü

Günlerin getirdiği...


22 Mayıs 2025 - Zeynep Oral -

“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim.

Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım çünkü sosyal demokrat değildim.

Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim çünkü sendikacı değildim.

Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım çünkü Yahudi değildim.

Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Bu sözler Alman din adamı Martin Niemöller’e ait. Önceleri Nazi yandaşı olduğu halde, yanıldığını açıklamış, Almanya’da Protestan kilisesinin Nazilerle işbirliği yapmasına karşı çıkmış, muhalif olmuş, 1938-1945 yıllarında tutuklanarak Sachsenhausen ve Dachau toplama kamplarına yollanmıştı.

Yukarıdaki sözler herhalde dünyada en çok alıntılanan sözlerdir. Kâh şiir kâh aforizma kâh düzyazı olarak farklı çeşitlemelerle edebiyat dünyasında da bol bol kullanıldı. Alıntının farklı varyasyonlarının olması, Niemöller’in 2. Dünya Savaşı sonrasında dünyayı dolaşarak verdiği tüm vaazlarda farklı kitleleri alıntıya eklemesindendir. Savaş sonrası ABD’de vaazlarını sürdürdü. Vietnam Savaşı’nda kuzeyde Ho Şi Minh’in yanındaydı. 1966’da Moskova’da Lenin Barış Ödülü’nü aldı. 1984’te Almanya’da öldü.

ONLAR İÇİN GELDİLER
Tanrı’ya şükür bizde Nazi mazi yok ama yine de Niemöller’in sözleri kafamda bozuk plak gibi dönüp duruyor ne zamandır.

Öyle ya milletin en güçlü cumhurbaşkanı adayı için geldiler. (Ama ses çıkardık. Teşekkürler Özgür Özel başkanlığındaki CHP. Bundan sonraki paragrafların sonuna da “Ama susmadık, ses çıkardık” tümcesini ekleyebilirsiniz!)

CHP’li en başarılı belediye başkanları için geldiler. Belediye başkan yardımcıları için geldiler.

İmar yolsuzluğunu ortaya çıkaranlar için geldiler.

İstanbul’a daha çok ihanet etmeyi önleyen şehir planlamacıları için geldiler. Kültürü baş tacı edip kültür mirasımızı değerlendirenler ve koruyanlar için geldiler.

Hak hukuk talebinde bulunan avukatlar için geldiler. Milletvekili dokunulmazlığını yok sayıp geldiler.

Bütün bunlara karşı çıkan, kayyumları kabul etmeyen “Yeter artık” diyen öğrenciler için, gençler için geldiler.

Ekonomik uçurumdan, açlıktan, hayat pahalılığı nedeniyle nefes alamayan emekliler ve yokluktan yakınan herkes için geldiler.

“Ekonomiye zararınız dokunuyor, artık gerçek sorunlarla uğraşın, hak hukuk düzenine dönün” diyen iş insanları için geldiler.

Düşünce özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü savunan sivil toplum kuruluşları için geldiler.

En çok, gerçekleri ortaya koyan araştırmacı gazetecilerin kökünü kazımak için geldiler. Gelmekle yetinmeyip iftiralarla, yalan beyanatlarla, trol saldırılarıyla, karalama kampanyalarıyla, itibarsızlaştırma seferberliğiyle herkes sussun, herkes korksun, herkes biat etsin istediler.

Sosyal medyadaki bir söz için, “2013’te Gezi Parkı’nda ne işin vardı” demek için, turpun büyüğünü, ahtapotun kollarını aramak için geldiler.

19 MAYIS'IN GÖSTERDİĞİ
Bütün bu saydıklarım ve daha niceleri için geldiler, geldiler, geldiler. Aradılar, taradılar ve hiçbir şey bulamadılar!

Gelin görün ki bu 19 Mayıs günü İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da ve Türkiye’nin her yerinde gördüklerimiz, kimin için gelirlerse gelsinler, itirazı, muhalif olmayı, demokrasi özlemini yok edemeyeceklerini ortaya koyuyordu. Çünkü millet susmuyordu.

Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Aydınlanma devrimini emanet ettiği gençler başta olmak üzere millet sesini yükseltiyordu.

Artık mesele salt CHP’ye yapılan haksızlık değildi. Artık mesele demokrasiyi yok edenlere karşı gerçekleştirilen eylemdi. Mesele zulme yeter artık demekti.

Gençler, öğrenciler, emekliler, her yaştan, her düşünceden, her görüşten insan oradaydı. Artık huzur isteyenler, gerçek sorunların ele alınmasını bekleyenler, “şahsım hukukunu” değil, hukukun üstünlüğünü savunanlar, alanlardaydı.

Yalana talana, iddianamesiz suçlamalara, adaletsiz yargıya, gizli tanıklara, haksız tutuklamalara, karapara aklayıcılarına, kumpas kurucularına, trol ordularına, mafya düzenine, çetelere, hayvan katliamlarına, doğa katliamlarına, karşıdevrime, bağımsızlığımızı tehlikeye düşürenlere, Cumhuriyet ilkelerini çiğneyenlere, Atatürk’ü yok saymaya çalışanlara karşı direnenlerdi onlar.

Bu yıl, bu 19 Mayıs’ta ben en çok, geleceği için direnen ve yarınlar için umudu canlı tutan bir milleti gördüm. Teşekkürler Türkiye’m!

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.