30 Ağustos'
30 Ağustos 2020 - Zeynep Oral -
Tek dileği adil yargılanmaktı… Adalet istiyordu… Ebru Timtik öldü.
Bu ülkede adaleti kendi siyasal amaçlarına alet edenler…
Biat etmeyenleri, kokuşmuş yalan-talan düzenlerini eleştirenleri gözlerini kırpmadan yıllarca hapislerde tutanlar… Rezilliklerini, alçaklıklarını, hırsızlıklarını, vatanı nasıl sattıklarını açıklayanlara, kitaplara yazanlara, işkence edenler … Cinsel taciz ve tecavüz suçlularını ; kadın katillerini, İŞİD’li canileri serbest bırakanlar… “Kaçma ihtimali yok” gerekçesiyle tecavüzcü katil zanlısı uzman çavuşu tahliye edip; kovsanız kaçmayacak olan gazeteciler Müyesser Yıldız, Hülya Kılınç, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve daha nice gazeteciyi hapislerde tutanlar…
Hayır dediler. Halkın haklarını savunan avukat Ebru Timtik ölsün dediler. Soma patlamasında ölen işçileri; Gezi’de mağdur olanları, Berkin Elvan’ı ve sesini duyuramayanları savunan Avukat Ebru “Adil yargılanmasın” dediler. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalamaz” raporunu yok saydılar… Anayasa Mahkemesi “Ölüm riski yok” diye fetva vermişti. “Ölüm riski olmayan” Ebru Timtik öldü.
Hadi anladık bu ülkede hak hukuk adalet yok! Vicdan da mı yok? Vicdanlı insan da mı yok?
Bu ülkede haksızlıktan, işsizlikten, zulümden, düşüncelerinden, tecavüzden, cinsel tercihlerinden, “afet” adı altında yapılan yanlışlardan ve talanlardan ölenler çok. Onları ölüme mahkum edenlerin utanması yok mu? Yüzleri yok mu ? Çocukları yok mu?
Bu çığlık Avukat Aytaç Ünsal’ı ölümden döndürür mü bilemiyorum… Ama yine de…
BUGÜN 30 AĞUSTOS.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VE KURTULUŞ SAVAŞI VERENLERİ MİNNETLE ANIYORUM!
ZAFER BAYRAMIMIZI KUTLUYORUM.
Ne denli unutturmaya, yok saymaya , sınırlamaya, yasaklamaya çalışsalar da boşuna! Uydurdukları bahaneler, bu ülkede sadece ve sadece Atatürk saygısının ve sevgisinin, daha da yoğunlaşmasına; laiklik ilkesinin daha da değerlenmesine yol açıyor.
Kendileri de farkında “Kindar ve dindar” yeni kuşaklar yetiştirme planı tutmadı. Bugünün gemnçliği Ata’sına şükran, minnet duyuyor ve en çok en çok huzur istiyor!
Ne pandemi, ne salgın, ne sel, ne çalıp çırparak yok açtıkları “afetler” ; ne de kitleleri cahil bırakma çabaları, gerçekleri çarpıtma, geçmişe özlem, halifelik ve fetih hayalleri, hiç biri Kurtuluş Savaşının önemini ortadan kaldırabilir.
Nazım Hikmet’in dizeleriyle , hepinize iyi bayramlar diliyorum: :
“Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: "Uc" dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı”
30 Ağustos 2020
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler