"Tiyatrografi" ve "Salkımsöğütün Türküsü"
21 Mart 2014 - Zeynep Oral -
"Bu sergi babamın sanatını anlatmaya yetmez ama Didem Çapa ile benim ve Mengü'nün taa çocukluklarımızdan bu yana kurup sürdürdüğümüz bağın içten gelen, samimi,sevgili bir sunumudur." diyor müzisyen Murat Ertel , Maçka Sanat Galerisindeki "Tiyatrografi" başlıklı sergi için...
Bence çok alçak gönüllü bir tanımlama. O sergide bundan çok daha ötesi var. Didem Çapa, neredeyse yarım yüzyıldır çağdaş sanatımıza damgasını vuran Maçka Sanat Galerisi'si demek olan Rabia Çapa'nın kızı. Murat Ertel, 60 lardan başayarak, sadece grafik sanatını kültür yaşamımıza önemli etkiler yapmış Mengü Ertel'in oğlu. .. İkisi elele verip bu sergiyi hazırlamışlar. Mengü Ertel'in emek verdiği , oluşumuna katkıda bulunduğu bu eşsiz sanat mekanında...
Benim için serginin önemi, çok önemli bir sanatçının büyüsünü ve bütünlüğünü; yaşamını ve üretimini genç kuşağın gözünden, süzgecinden izlememiz.
FARKLI SANAT ALANLARININ BÜTÜNLÜĞÜ
“Tiyatrografi”, tiyatro ve grafik sözcüklerini bir araya getiriyor. Ancak bu iki sanat alanını dışında da sanatlara uzanıyoruz sergide... Çünkü Mengü Ertel, mimari ve arkeolojiden, sinema, tiyatroya; fotoğraf ve resimden edebiyata, müziğe; ama mutlak şiirden geçen üretiminde farklı sanat alanlarının tüm olanaklarını zorlamış; farklı disiplinler arasındaki ilişkileri güçlendiren bir öncü olmuştu.. .
Murat Ertel'in el yazısıyla birinci şahıs olarak yazdıkları da sergileniyor. Bunlar hem bilgi hem yorum içeriyor. Babasının kah farklı sanat alanları arasında kurduğu köprüleri vurguluyor, kah anılara odaklanıyor. Seçimleri, gruplamaları Mengü Ertel'in tüm çalışmalarını bilenler için çok yerinde.
Çocuğun, babayı ve babanın eserlerini yorumlayışı , babanın emeğine ve yeteneğine bakışı , nesnel değerlendirmeleri, çok yönlü bir yaşanmışlığı ortaya koyması... Bütün bunlar bence Mengü'nün düşünceden kavramsal sanata ilerleyen çizgisine çok yakışıyor. Ortaya çıkan, bir kuşaktan bir sopnraki kuşağa, dünden bugüne gelen yeni, dinamik, genç sinerjiyi özellikle gençler (yani her yaştan gençler) kaçırmasın.
EVİN İLYASOĞLU'NDAN BİR HAZİNE :
Eğer en sonundaki fotoğraf albümünü saymazsak, 544 sayfalık bir hazine var kucağımda. Bir haftadır elimden bırakamıyorum. Başından, sonundan , ortasında ya da fihristten seçtiğim her hangi bir yerinden okumaya başlıyorum . Sonra bir tazı daha bir yazı daha...
Evin İlyasoğlu'nun , Pan Yayınlarından yeni çıkan kitabı " Salkımsöğütün Türküsü"nden söz ediyorum.. "Salkımsöğütün Türküsü" 1968'de Yeni Dergi'nin açtığı Eleştiri Yarışması'na yolladığı ve birincilik kazandığı yazısının başlığı. 20'li yaşlarına yeni adım atmış Evin bu yazıda, iki tutkusunu müzik ve şiiri, müzik ve edebiyatı birleştiriyor Nazım Hikmet'in şiirindeki müziği araştırıyordu.
O günden bugüne nice yıllar, nice yazılar geçti. Evin İlyasoğlu , hepimizin müzik kültüründe payı oldu. Kitaplarıyla, dergilerdeki ve Cumhuriyet'teki yazılarıyla, hazırladığı sayısız radyo programıyla, verdiği seminerler ve konferanslarla , ülkemizde nitelikli müziğin yayılmasına, anlaşılmasına, sevilmesine katkıda bulundu...
Bugün kitapçı raflarında yerini alan kitap işte bütün bu yıllar içinde yazdığı yazılardan yeniden kurgulanmış bir seçki. Söyleşiler, Portreler ve Değinmeler diye üç bölümden oluşuyor. Müzik dünyasında tarih içinde, coğrafya içinde, türler arasında eşsiz bir yolculuk. Yüzlerce besteci, yorumcu, müzisyen,gençler , yaşlılar, aramızdan ayrılmış olanlar, yanıbaşımızdakiler... Bildiklerimiz, bilmediklerimiz... Hani "Klaydeskop" denilen büyülü rengarenk dürbünler vardır ya, aynen öyle... Sayfaları değiştirdikçe, renkler, tatlar, zenginlikler de değişiyor. Harika bir kaynak!
Bu yazıyı yazarken, önceki akşam Boğaziçi Üniversitesi konserlerinde dinlediğim Gürcü bir ateş parçası, bir volkan niteliğindeki piyanist Khatia Buniatishvili'nin Liszt piyano Sonatı olsun , Stravinski'nin "Petruşka" balesinden bölümler olsun, içimde büyüyüp duruyor. Fırtına gibi esti tüm dinleyicileri yaktı tutuşturdu ve yeniden hayata kavuşturdu 27 yaşındaki piyanist!
Evin İlyasoğlu'na hem yeni kitabı hem de bu konserler için sonsuz teşekkürler.
Cumhuriyet- 21 Mart 2014
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler