Menü

" Amerikan Cinneti "


15 Ekim 2006 - Zeynep Oral -

Zeynep Atikkan’ın “Amerikan Cinneti” adlı kitabını (Yapı Kredi Yayınları) elime aldığım günden beri bırakamadım. Kah altını çizerek, kah yanına notlar düşerek, sık sık “İşte bu, işte bu!”, “asıl neden bu”, “önemli olan şu” diye sayıklayarak, sanki bir polisiye kitap okurmuşçasına heyecanlanarak, kimi zaman kendi tarihimde , kendi coğrafyamda, kendi isyanlarımda , öfkelerimde ve şaşkınlıklarımda yolculuğa çıkarak, sürdürürken okumayı, bir de baktım 500 sayfayı bitirivermişim!

11 Eylülden günümüze, Amerika’da, Amerika’yla Avrupa ve dünya ilişkilerinde, ekonomik politik, toplumsal dönüşümlerde yaşananları, dünyanın değişimini, eşsiz bir araştırmayla ortaya koyuyor Zeynep Atikkan...

Eşsiz bir araştırma demem boşuna değil: Konuyu ele alan binlerce makaleden seçilmiş alıntılar, birebir görüştüğü yüzlerce insanla yaptığı konuşmalar (bu insanlar arasında ünlü politikacılar, politika ve strateji uzmanları , şanlı şöhretli akademisyenlerden tutun sokaktaki adama, Amerika’daki öğrencilere, unutulmuş bir kasabanın süpermarketindeki satıcı kadına dek her kesimden örnekler var), medyanın yorumları… Bunları kendi çarpıcı gözlemleriyle, tarih ve politika birikimiyle , yılların verdiği gazetecilik deneyimiyle, özgün düşünceleriyle harmanlayarak tartışmaya açıyor… Yeni dünya düzeni üzerine araştırmasını bilgiyle ve duyarlılıkla bütünlüyor. Bütün bu söylediklerimi , ustaca bir kurgu ve su gibi akan bir dille, okumamızı kolaylaştıracak biçimde bize sunuyor.

Kitabı okurken , kimi zaman , bugün dünyanın “terörist” dediği insanlar mı, yoksa “Neoconlar” yani yeni muhafazakar çete mi daha tehlikeli ; köktendinci Müslümanlar mı yoksa köktendinci Evanjelikler mi daha büyük tehdit oluşturuyor, bilemedim… 21. Yüzyıl savaşlarının askeriyeden çok özel sektöre yaslandığını gördükçe , emperyal güce, tek kutuplu dengesizliğe bir kez daha lanet ettim…

Medyanın, insanları nasıl manipüle edebildiğine bir kez daha şaştım…

Aydınların sessizliğiyle kahroldum… Amerikan dış politikasına egemen olan “hukuksuzluğun üstünlüğü”, “şiddetin üstünlüğü” ve bu üstünlüğün toplum tarafından hoşgörülmesi karşısında korktum! Korkuların, yalanların, tehditlerin , otosansürün bir toplumu nasıl uçurumun eşiğine getirebileceğini gördüm…

Evet, 11 Eylül sonrasında ABD’nin yaşadığı bir “cinnet”ti!.. Bush ve yönetimi kendi politikalarını hem Amerika’ya hem dünyaya dayatırken, hukuku ve kurumları yok saydı.

“Cinnet’; çünkü kendi içlerine kapanıp düşman üretenler dünyayı sadece tehdit prizmasından görmeye başladılar.

‘Cinnet’ çünkü ABD’de farklı düşünce artık intikam duygusu yaratıyordu.

‘Cinnet’ çünkü olasılıklar topluma temel önermeler gibi sunuldu

‘Cinnet’ çünkü toplum korku bağımlısı oldu.”

Zeynep Attikkan daha bir çok nedenler sayıyor neden bunun bir cinnet olduğunu açıklamak için, ama ben yukarıdakileri seçtim.

“Ne hayranlık, ne nefret… 11 Eylül Amerikası ile ilişkilerin mantığını ve kurgusunu iyi oturtmak gerekli! Bu ilişkinin ‘Amerikan düşmanlığı ile Amerika karşısında ezilip büzülmek’ dışından bir üçüncü yolu olmalı. Bu da Amerika’da ne olup bittiğini , bu ülkedeki tartışmaları, yeni eğilimleri çok iyi izlemek ve kavramakla mümkün” diye yola çıkan Zeynep Atikkan’ın kitabını bitirdiğimde, ben de kendimi aynı soruyu sorarken buldum:

“Belki de tarihinin hiçbir döneminde Türkiye, Batı için bu kadar zaruri olmamıştı! Çünkü hiçbir zaman ‘Uygarlıklar Çatışması’na bu kadar yaklaşılmamıştı! Türkiye kendi öneminin farkında mı? Bu süreci yönetecek kadroları var mı?”

Bu zor sorularla bizi baş başa bırakan yazarın son sözleri şöyle:

“Bu kitapla amacım, durumdan vazife çıkarmak değil, gazetecilik görevini yerine getirmek, yani cinneti sergilemekti. Cinnet ile cinayet birbirine o kadar yakın olabiliyor ki!”

Teşekkürler Zeynep Atikkan. Kitabın, araştırman, kişiliğin, gücün, cesaretin, bilimsel ahlakın ve dünyayı ve günümüzü daha iyi kavramamı sağladığın için!

Cumhuriyet - 15 Ekim 2006

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.