Menü

"7 Tepe 7 Mimar"


29 Mayıs 2009 - Zeynep Oral -

Berlin’de, varsayımlardan, klişelerden, folklordan arınmış sergiler...

Berlin’deki Alman Mimarlık Merkezi (DAZ) ülkenin mimari nabzını elinde tutan, kültürel alanda haklı bir ün yapmış  bir kurum. 1989’da  Berlin duvarının yıkılmasını izleyen süreçte, hele hele iki Almanya’nın birleşmesinden sona Berlin, hızlı bir mimari atağa geçti. Değişim, onarım, yaratıcılık, yenilikçi yöntemler birbirini izledi.  Mimari açıdan biraz da bir gösteri arenasına, estetik incelikle, teknik gelişimin yarıştığı bir platforma dönüştü... Başkentin  bu çok hızlı değişimi , insanın mutluluğuna ne denli hizmet edecek, onu elbet zaman gösterecek... Öyle ya, mimari dediğimiz  şey önünde sonunda orada yaşayanların mutluluğuna hizmet etmekten başka neye yarar ki;  bu  amacı gütmeyecekse neden var olsun ki!

Ancak öyle ya da böyle, kesin olan bir şey var: Berlin’de yaşayan ya da Berlin’e uğrayan herkes bu değişimin  farkında. Berlin’deki Alman Mimarlık Merkezi’nin önemi, bu farkındalıkla, bu bilinçle daha da çoğalıyor.    

İşte bu merkezde bir süre önce iki sergi açıldı:  “7 Tepe 7 Mimar”  ve “İstanbul Olmak”...

İstanbul Olmak ya da özgün adıyla “Becoming İstanbul”,  bu güzelim kenti anlatan , gösteren, tarif eden bir sergi değil. Tarihiyle coğrafyasıyla da ilgili değil.  Tüm birikimi,çok katmanlı, çok karşaık ekonomik ve toplumsal yapısıyla, bugünün İstanbul’unu anlamaya yönelik bir sergi.   Sergi küratörü  ve Garanti Galeri’nin yöneticisi Pelin Derviş’in deyişiyle “Herkesin kendi yolculuğunu yapabileceği bir İstanbul serüveni”. Ekran başına geçip elinize   aldığınız “fare”yi tıklayarak  yeni yol haritaları, kültür haritaları çıkarabileceğiniz bir “keşif” süreci.  Daha önce Frankfurt Fuarındaydı. Şimdi Berlin’de...

Mimari diyalog

“7 Tepe 7 Mimar”başlıklı  sergi  günümüzün yenilikçi  mimarların eserlerine ayrılmıştı.  (İstanbul’un yedi tepesi artık sadece şiirlerde kalmış olsa ta kentimiz öyle anılıyor) Sergide işleri , fotoğraflar, filmler, maketler, çizimlerle yer alan yedi mimarlık bürosu ise şöyle Emre Arolat, Can Çinici, Mehmet Kütükçüoğlu & Ertuğ Uçar, Şevki Pekin, Nevzat Sayın, Melkan Gürsel & Murat Tabanlıoğlu, Han Tümertekin.

Sergi açılışında Berlin’deydim. İlk sorum  sergiyi düzenleyen Suha Özkan’aydı. Seçimi nasıl yapmıştı. Yanıtı çok akılcıydı. (Ve bence  verilebilecek tek doğru yanıttı) 

“Bana heyecan veren, yaptıkları işlerle, çalışma ve düşünce yöntemleriyle beni heyecanlandıran mimari büroları seçtim!” 

Kısacası  yüreğinin doğrultusunda seçim yapmıştı. Belli ölçüler, kriterle değil, burnunun aldığı koku doğrultusunda bir seçim...

Ağa Han Mimarlık Ödülleri Genel Sekreteri olarak  da tanınan Mimar Suha Özkan’ın ve Şefik Onat ‘ın 2006’da kurduğu “Dünya Mimarlık Topluluğu” ya da onların kullandığı İngilizce adıyla “World Architecture Community” , “Türk Mimarlığı Şimdi” adlı seride böyle başka etkinlikler de sürdürecek.   Şimdilik çok geniş bir iletişim ağına sahip olan bu kuruluşun tüm dünyadan 70 bin abonesi var ve web sitelerini her ay  1 milyon meraklı ziyaret ediyormuş.

Bu tür etkinliklerde rastlananın aksine , açılışta, Alman izleyiciler  salonları doldurmuştu .  Genç ve meraklı bir kitle...   Her mimari büro kısacık bir sunum yaptı. Sizlere burada yedi mimarlık bürosunun ne sunumlarını ne de yaptıkları işleri özetleme olanağım yok. Zaten anlamı da olmaz...

Bu etkinlikte beni etkileyen, klişelerden arınmış, folklordan arınmış, bir Türkiye imgesinin sunulmasıydı! Beni etkileyen , çağdaş ve evrensel  değerler doğrultusunda bir platforma katılmış olmak, bir diyalog kurmak, bir tartışma yaratmak.

Sergide 7 mimarlık bürosuna ayrılmış farklı bölümler vardı. Ancak sergileme yöntemleri de birbirlerinden çok farklıydı. Kimi fotoğraflarla yetinirken,  örneğin Kerem Piker çalışma yöntemlerini  12 monitörden sergiliyordu,  Şevki Vanlı izleyiciyi dev kaleydeskop ya da büyülü bir dürbünden bakmaya zorlarken, Burcu Kütükçüoğlu  eskizlerden oluşan bir film sunuyordu.   

Sergi boyunca  konferanslar, tartışmalar  sürecek. Berlin’deki okurlar ve  yolu Berlin’den geçenler haziran sonuna dek süren bu sergiyi kaçırmasın. 

Emeği geçen herkese ve serginin sponsoru  Schindler ve Deutsche Bank Forum’a teşekkürler!

 

Cumhuriyet- 29 Mayıs 2009

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.