‘’Türklüğü Alenen Aşağılama...’’
18 Eylül 2005 - Zeynep Oral -
Orhan Pamuk hakkında ‘’Türklüğü alenen aşağılama’’ suçundan , üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Bu yetmedi, belki elimizden kaçar, ‘’yok olur’’, başka bir ülkeye sığınır, sınırlarımızdan çıkar gider, ya da ülkede kalır ama adresinde bulunamaz, tebdili kıyafet dağlarımızda mağaralarımızda gizlenir, tanınamaz, bulunamaz, estetik ameliyatla yüzünü değiştirir, (ne bileyim, aklıma daha bir sürü olasılık geliyor) özetle , hak ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, ya Orhan Pamuk’u ‘’Türklüğü alenen aşağılama’’ suçundan yargılayamazsa, cezalandıramazsa diye , açılan davanın ilk duruşmasına, "polis zoruyla getirilmesi" için karar çıkarıldı.
Artık herkes rahat etsin. Orhan Pamuk elimizden kaçamaz. 16 Aralıktaki ilk duruşmaya polis zoruyla getirilecek!
Evet, birileri Türkiye’yi ve Türklüğü fena halde alenen aşağılıyor... Ama kim?
Elbet yasalara saygımız sonsuz. Gençliğimde 141 ve 142. Maddeler vardı. Şimdi de 301. Madde... Yeni TCK hazırlanırken ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelere çok itiraz edildi ama dinleyen olmadı. Bugün bu maddeden yargılan Orhan Pamuk dışında benim bildiğim (mutlak bilmediklerim de vardır) gazeteci yazarlar Emin Karaca , Hırant Dink ve yayıncı Ragıp Zarakolu da var.
Orhan Pamuk ve İsviçreli gazeteciye verdiği talihsiz demeciyle ilgili düşüncelerimi daha önce yazdığım için (20 Şubat -Cumhuriyet) bugün özellikle şu ‘’Türklüğü alenen aşağılama’’ konusuna dönmek istiyorum.
Sizi bilmem ama, ben , o demeçten değil de, çok başka şeylerden aşağılanmış hissediyorum hem kendimi, hem Türklüğü...
Örneğin soygunculuğun alıp başını yürümesi, soyguncuların alkışlanması...
Örneğin bu ülkede ekonomik uçurumun büyümesi, varlıklıların daha varlıklı yoksulların daha da yoksulluğa itilmesi...
Örneğin yok ‘’namus’’ , yok ‘’töre’’ diye diye, çocukların, kızların, kadınların aile meclisi kararlarıyla öldürülmesi...Bu vahşeti işleyenlerin her seferinde paçayı sıyırması...
Örneğin ülkemde çocukların hala eğitimsiz kalabilmesi...
Bunlar onur kırıcı ve yeterince aşağılayıcı...
Ama işkenceci polislerin ‘’adreslerinde bulunamayıp’’ yıllarca mahkemeye getirilememesi ; ülke medyasının, irili ufaklı renkli gazeteleri ve tüm kanallarıyla televizyonların iştah kabartıcı tecavüz olaylarına odaklanması daha mı az aşağılayıcı...
Beni asıl aşağılayan ve onurumu kıran, Türk Milliyetçiliğinin ve Kürt Milliyetçiliğinin kışkırtılarak tırmandırılması, şiddet sarmalında bu ikisinin düşman kılınması, kışkırtanların yanında kar kalması... Bu düşmanlığı önleyecek hiçbir yol yordam düşünülememesi...
Beni asıl aşağılayan ve onurumu kıran 50 kişinin idam edildiği (biri 18’ini bile doldurmamıştı) , 7 bin kişi için idam talep edilen, 30 bin kişinin işinden olduğu, binlerce insanın cezaevine tıkıldığı, işkence gördüğü, yüzlercesinin işkencede öldüğü, tüm derneklerin kapatıldığı, kurumların , üniversitelerin hallaç pamuğu gibi atıldığı, hukukun yok sayıldığı 12 Eylül faşist darbesinin hesabının hala sorulmamış olması!
Evet, haklısınız, birileri ‘’Türklüğü alenen aşağlıyor’’. Ama kim? Kim ya da kimler acaba...
18 Eylül 2005- Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
![](/tr/images/common/zeynep-oral.jpg)
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler